İçimi saran endamın beni rehavete düşürüyor ; bir mayın tarlalarında firar gezerken, bir de sana aşık olup aşkımı gömerken düştüm rehavetin kuyusuna.
Yusuf kadar şanslı değilim . Ne kervanlar suya hasret develer geçti üstümden . Sesimi duyan çöl tilkileri imdat çığlıklarıma eşlik ediyordu tiz şarkıları ile...
Secde ediyordu güneşe ay çiçekleri , yanı başında göller. Kuyuda dahi abiste kalacak kadar bahtsız , abiste güneşi görecek kadar mecnun, hayali günebakanların boynunu büktüğüne üzülecek kadar duygusal...
Sense günebakanları koparıp sevdiğine götürecek kadar gaddar...
Kiminin kaderi har , kiminin ki dardır
İçimi ezer delice bir cesaret
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Devamını Oku
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta