DÖNÜŞ TÜRKÜSÜ
Sen yiter-yiter, yine bulunursun
Ben gider-gider, yine sana dönerim
Yolum düşse de bir gün Sydney’den öte
Sen ardımdan gelirsin, ben dönüp beklerim
YOLLAR
Seni gözlerimden alıp götürecek uzağa
O ıslak, o ince, o çamurlu yollar.
Son akşamların bu küçücük kasabada
Ve sonra ırak ve görünmezki ıraklar.
KARAYAZI SAPAĞINDA
Mescitli’de, Karayazı yol ayrımında
Kamyon kaldı Aras kıyısında
Ve yolculuğun bundan sonrası kızakla
Tiftik papaklı, yaşlı kızakçı
Ateşi basar yüreğine yaşamanın
Yanaklarında kor mu, kor!
Şehveti, arzusu bedendeki salgının
Dudaklarında mor mu, mor!
Yanakların kor mu, kor!
Ah! . Yaşam ne kadaaar kısa
Nasıl da akıyor, bu kadar hızlı
Ne kadar da çabuk geldim altmışa?
Oysa geriden bakıldığında
Yirmili yıllar, altmışlı yıllara
Ne kadar da uzaktı oysa.
YATMA ZAMANI
Kapıları akşamdan kilitledim
Sobam söneli çook oldu
Anlamı yok, savsaklanıp durmanın
Artık bu karanlık kutu iyice soğudu.
Ey insanların yüce yöneticisi
Daha ne zaman karşılık bulacak sevgim?
Ne zaman yalnızlığını benden alıp
Gecelerine kendin hükmedeceksin?
Bu ıssız ve soğuk dünyanda sevgiyi
Söyle daha ne kadar bekleyeceğim?
Biçimlendiremediğim bir tonda
Gerçeğin ötesinde birşeydi bu
Yalnızlığın sesiydi belki
Belki de cinlinin biri
Türkü söylüyordu karların üstünde.
Diyelim ki devlet yok ortada
Boş buldun meydanı, topladın avanta
Peki vicdan da mı yoktu hiç
Yok mu hiç utanma arlanma?
Devleti alıp arkana
ll.
Kimi bakan oldu
Bağladı bankaları kendisine
Boşalttı içini
Peşkeş çekti işbirlikçisine
Dağıttı çevresine.
Sayın Nazmi Öner bey şu anda kızım, damadım ve torunlarım sizin orada tatil yapıyorlar.Ben de şu anda bilgisayar başında olduğum için google'da sizin isminizi yazınca bir Nazmi Öner geldi.Acaba bu bizim Nazmi midir? diye araştırınca siz olduğunuzu öğrendim.Şiirlerinizi okudum.Çok beğendim...Çalışma ...