Yol verin sıra dağlar yol verin
Kolları açık kaldı yarimin
Şu hasret zulüm oldu bizlere
Gurbetin yaraları çok derin.
Şu ayrılık pek yaman of! of! of!
Pırpırına bindin mi?
Bağlarına gittin mi?
Üzümleri toplayıp
Kasalara dizdin mi?
Bire Hasan, bire hasan, haydi kalim.
Her seher gönül bahçende
Açmalı taze, pembe bir gül.
Ve sen dostum! gam etme
Onun neşesiyle.
Gün boyu mutlanır, gül,
Kötü kaderin,
Dışarıda kar,
Kapandı yollar,
Benim duam tutar.
Kar, kar canım kar!
Yağ, yağabildiğin kadar..
Günaydın’lar, tünaydın’lar
Haydi coşun tüm insanlar
Kalp çırpınır, tiktak, tiktak
Aşk pusuda, bekliyor bak.
Her yeni gün, taze umut
Her meclise hoş gelensin
Gönlümüzde gül derensin
Neş’e saçan, kalp coşturan
İnce zarif kardelensin..
Tüm çiçekler örnek alsın
Gözlerinin mavisine
Sözlerinin nağmesine
Gönül verdim ölesiye
Ne olacak, söyle şimdi..
O gün çıktın, sen karşıma
İyi güzel, doğru varya;
İbret, örnek almalı.
Özde gerçek
Sözde durak
Gözde ölçek olmalı.
Şu gökyüzü, bu yeryüzü
Yaşıyorken kış, yaz, güzü
Hem gecesi, hem gündüzü
Neye baksam o yar yüzü.
Öten bülbül, açan da gül
İster erkek ister dişi
Kendi kadar her bir kişi
Hem devi hem cücesi
Varlıkların en yücesi
Adı elbet insan ama
Durmamalı üstte yama
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!