ay’a bakarak düşünürüm sevdiğimi ben,
bilirim ki yakamoz olmazdı,
ay olmasaydı!
ne zaman bir yakamoz görse o,
belli etmez gerçi
I
Filizlenip önemseniyorsun bu çok şey değil, az şey de
Sen büyümesen de geceler büyütüyor seni
Bütün kitaplarını koynuna alıp yatıyorsun
o saatler bir anne sezisiyle okşuyor saçını
saati bilmiyorum kaçtı
güneş de yoktu gölge de
saati hatırlatacak bir ses de
lakin, içimde bir sıkıntı vardı
yaprak da düşmedi yere
şair miyim ki ben dize sıralarım?
aşığım karşında öylece dururum
ilhamı okursun Leyla gözlerinle
ben mecnun dediklerini yazarım
şiirlerim gözlerinden duyduklarım!
uçurtmam var
martıdan, uçurtmam!
taktım kanadına
yüreğimden, kopmaz, urgan
uçururum, bırakmam
uçurtmam var,
“yüzeysel titreşim içinde soluyorum
saksız bakışlarımda yurt güzelliği
derinden düşüyor gözlerim yeşile
yağmurun içinde buruk damlalar
yalnızdır, damlarlar ve yürek izleri
biz insanlar ne çok yaşarız ölerek
Aşkımız vardı, sonra her şey vardı
sen vardın senin ince bellerin vardı
sonra bir kent güneşi gibi sırıtan hüzün
yani o zamanlar, her şey biz kadardı
belki kısa süre kaldık orada
kaldığımız yeri bilmeden…
Şu dönemlerimde kapkara bir yılan zaman
Gün geçtikçe beyazlarımı sarmakta
Ben ki öyle bir ben her geçen gün yağmalanmakta
Münferitlik pazarına konulmuş gizlenmiş bir kapan
Bütün iyileri haince içine almakta
DIŞ ÇELİŞKİ ÜZERİNE:
* Temizliğiyle övünüp temizlikçisini aşağılayan “adamlardan”
olma.
Baş dönmesi önünde kaygan yokuşun
Üzerinden düştüm yaz atölyesine
Bir uzun sıcak bekliyordu bizi
Sonra günü gördük gün belirdi önümüzde
Kendimizi bildik ayırmadık ikindisinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!