Nice darplar ettim, nefsin başına,
Ben nereye vurdum, ses nerden çıktı.
Çok taşlar bağladım sabır taşına,
Her biri, tahammül mülkümü yıktı.
Sırtına allame gömleği giyen,
Herkesin bilincinde, kavram farklı olsa da,
Asgari müşterekte, insanı tanımlayın.
Saf ve temiz doğuşa, sonra kirler dolsa da,
İyiliği üretken, kötüyü hadımlayın.
Beyninizi boşaltıp, bembeyaz sayfa açın,
İnsanlar rüşte erip, buluğ çağı gelince
Gökler damada benzer, tüm yeryüzü gelince,
Katı yürekler erir, ateşlerde sulaşır,
Gönülde tufan kopsa, âşık der ki; gel/ince
Gönül bahçelerine kahır gülü dikenler,
Âşık olan, canı başı,
Verir Allah diye diye.
İçindeki benlik taşı,
Erir Allah diye diye.
Âlemlerle zikrederek,
Zöhre ufku sarıyor da,
Ali onu saramaz mı?
Sultan bir dost arıyor da,
Bir dost onu aramaz mı?
Arif Âdem çamurunu,
Umutsuz geceler geride kaldı,
Yeni gün doğuyor, yeni şafaktan.
Tanyeri ağardı, zulmeti aldı,
Bahtımız uyandı, karadan aktan.
-İlahi müjdeler kapımı çaldı,
-Mukaddes duygular içime daldı.
Neden? Bunca yanışlık bunca hayranlık,
Aşk nedir? Âşık kimdir? Düşünelim bir anlık.
Çıkamadım içinden erbabı aşka sordum;
Ruhu nurdur âşığın tabiatı karanlık,
İki zıtlık içinde insan denen bir varlık.
Şeriatın kıblesi, İllaki Beytullahtır.
Âşıkların kıblesi, Fesemme Vechullahtır
Ne tarafa dönerse, o tarafta yar yüzü,
Seyrettikçe sallanır, depremler yaşar özü.
Kişi neyi seviyorsa,
Dilindedir onun sözü
En çok neye iviyorsa
Daim onu arar gözü
Arananı bulur bulmaz,
Bana aşkı sorman, anlatamam ki,
Aklım sarhoş olur, dilim dolaşır.
İçimi kâğıda damlatamam ki,
Kalem sarhoş olur, elim dolaşır.
Muhabbet duygusu tava gelince,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!