Mustafa Sami Şiirleri - Şair Mustafa Sami

Mustafa Sami

I
Duygunun sesi yankılandı:
“Akıl, çekil yolumdan! ..”

Bütün tuzaklar
Rüyaların boşaldığı

Devamını Oku
Mustafa Sami

1
Önemli olan insanın içindeki aşktır; o da sevgiyle doğar
Gerisini sormayın dostlar; hepsi de, bir yanar bin kanar...

2
Kimi güzellikler vardır, yakınlaştıkça çirkinleşirler

Devamını Oku
Mustafa Sami

“Emmi”, Türk halk kültüründe çok kullanılan bir sözcüktür. Halk dilinde “amca”nın karşılığıdır ama “amca”dan daha sıcak bir sözcüktür. Sıfat olarak eklendiği kişiye onurlandırıcı bir anlam kazandırmaktadır.

Aşağıda hayat hikayesi anlatılan “Topal Emmi”, mücadeleci kişiliği ve şahsiyetiyle insanlara örnek olmuş, içinde yaşadığı toplumu olumlu yönde etkilemiş, kendine özgü bir karakterdir. Nur içinde yatsın, Allah rahmet eylesin diyoruz.

Topal Emmi, 1927 yılında Sivas İli, Gemerek İlçesi, Kümeören Köyünde doğdu. Yörede mertliği, yiğitliği ve misafirperverliğiyle tanınmış “Deli Güççük” lakaplı Güççük Ağanın 9’uncu ve sonuncu çocuğuydu. Doğuştan özürlüydü; sağ bacağı, normal bir bacağın sadece diz kapağına kadardı. Bacağının kısa oluşu hareketlerini kısıtlıyor, büyüdükçe hayatını zorlaştırıyor, örneğin diğer çocuklar gibi koşamıyordu. Hatta kendinden küçük çocuklar Topal Emmi, Topal Emmi diye takıldığında onları yakalayamaz, yakaladığında ise eğer tekmeyle vurursa hiç ağrıtmaz, yumrukla vurursa canlarını alırcasına acıtırdı. Çocukluğundan itibaren, ‘Topal Emmi’ lakabıyla anılmaya başladı. Köyde okul bulunmadığı için ilkokula Gemerek İlçesinde gitti. İlkokul 2’nci sınıftayken yaşamına yön verecek bir alete, dahası sağlam bir ayağın işlevini görecek bir yardımcıya kavuştu. Bu alet, bilek kalınlığında özel olarak ağaçtan yapılmış bir sopaydı. Sopanın ayağın hizasına gelen yerinde, üzerine basılacağı bir eklentisi vardı. Kısa olan sağ ayağını aletin eklenti yerine basıyor, eliyle de sopayı baston tutar gibi kavrayıp, hareket ettiriyordu. Alet basit idi ama işlevi olağanüstüydü. Bu suretle, hayata daha sağlam basmanın yolunu bulmuştu. İçi içine sığmıyordu. Okuldaki derslerine dört elle sarıldı. Öğretmenlerini dikkatle dinliyordu. Derslerinde oldukça başarılıydı. Okumayı seviyordu. Özellikle Türkçe ve Matematiği çok iyiydi. İlçede ortaokul bulunmadığı için, ilkokuldan sonra eğitimine Kayseri’de devam etti. Ancak ülke olarak da ekonomik sıkıntıların had safhada olduğu 1942 yılında, ortaokul birinci sınıftan ayrılmak zorunda kaldı. Okuma umudu sona erince de köyüne döndü. Köyde herkes çiftçilikle meşgul oluyor; toprağı sürüyor, ekiyor, ürünü biçiyor, topluyordu. Tüm bu faaliyetler yoğun emek, fiziki güç ve hareket gerektiriyordu. Bu anlamda çalışamadığı için canı sıkılıyordu. Gelecek kaygısı ile bunalıyordu. Büyümüş delikanlı olmuş, askerlik çağına gelmişti. Askerliğe elverişli olmadığı için çok üzülmüştü. Memuriyet sınavına girerek kooperatif memurluğunu kazandı, özürlü olması nedeniyle, olağanüstü durumlarda kasadaki parayı merkeze götüremez diye işe alınmadı. Yıllar geçip gidiyordu. O dönem yürürlükteki bir uygulama kendisine yeni bir uğraşın yolunu açacaktı. Köy muhtarlıklarının gelirlerini ve giderlerini tutacak, muhasebeleştirecekti. Çevre köylerden de teklifler geliyordu. At sırtında civar köylere gidip gelmeye başladı. Yeni işini çok sevmişti. Bir işe yaradığının, sorumluluk üstlendiğinin bilincine varmıştı.

Devamını Oku
Mustafa Sami

Belirsiz Düşler

Düşler belirsizliğini atıp durulunca
Kalması da giderek bir zül olurmuş
İnsan bu, çaresiz derdine çare umunca
Gitmektense kalması kolay olurmuş...

Devamını Oku
Mustafa Sami

İçime bir sevdadır düşüyor
Sancılıyım sevgili
Derinlerde geziyor
Ruhumu yakan bir ateş
Gözüm arıyor, dilim soruyor
Diyor ki; özledim seni

Devamını Oku
Mustafa Sami

Boyun Eğişli Bakış

Gözlerimi alamıyorum gözlerinden
Ah o boyun eğişli bakışın yok mu
Tüm dünyamı alt üst ediyor derinden
Hep orada kalmak isteyişim çok mu

Devamını Oku
Mustafa Sami

hangi mevsim
el ele tutuşmuş
sahilde yürümüştük
sahiden kaçıncı yılıydı o
beraber olamadığımız

Devamını Oku
Mustafa Sami

Ferhat ile dağlarını deldirdin
Aslı ile Keremini yandırdın
Güzelliğini arar dururken
Yusuf ile Züleyha’yı kandırdın

Bahar ile tozlarımı savurdun

Devamını Oku
Mustafa Sami

Kalbime açılan pınarın
Dudakları
Öyle kanlı
Öyle canlı duruyorsa

Yanakları al, al

Devamını Oku
Mustafa Sami

Ne çantamda bir lokma ekmek
Ne de içecek suyum var mataramda
Bedenimi bile bu dünyada bırakıp
Dolu dizgin koşarak sana gelmek istiyorum

Bütün yaşadıklarım şimdi geride kaldı

Devamını Oku