Sesini duyunca kendimden koptum;
Diyardan diyara göçtüm be sazım.
Adına çıkmayan yollardan saptım;
Kuş gibi çırpınıp uçtum be sazım…
Cemalini seyretmek aynaya bakmak gibi,
Kalbime bin teşekkür ediyorum sevdikçe.
Yağmur sanki kokunu toprağa yığmak gibi,
Bir görev üstleniyor, “yâr” diyorum sevdikçe…
Ben senin uğrunda ne yaralara;
Katlandım, bir türlü söyleyemedim.
Derdimi anlattım şu duvarlara,
Ben sana bir türlü söyleyemedim…
Sözyaşlarım senden bana hediye;
Senden başkasına akmadı gitti.
Bana bu sevdadan ne bir tahliye;
Ne de bir beraat çıkmadı gitti…
Boşuna sormayın benim halimi;
Derdimi anlatsam çözemezsiniz.
Kimselere söylemedim derdimi;
Siz benim sırrımı sezemezsiniz…
Sarı sokak lambasının altında;
Beraber yürümek tek dileğimdi.
Yağmur, çamur tek şemsiye altında;
Beraber yürümek tek dileğimdi…
Gözlerin gönlümün aşk elçisiydi,
Îlk bakış kara kış habercisiydi.
Kulağım sesinin nöbetçisiydi,
Üstüme bir şafak doğdu üç hecem…
Ne güzel tınısı, ne güzel sesi,
Gönlüme adeta haykıran Ud’un.
Mest eder sesini duyan herkesi,
Ruh ile bedeni ayıran Ud’un…
Bu gece ansızın geldin aklıma,
Düşündüm, anladım, unutmamışım.
Kendime dedim ki: yeter, saklama;
Ağladım, sızladım, unutmamışım…
Usul usul yağdın yine üstüme,
Gel seninle dertleşelim be yağmur.
Bilemedim öz canıma kastım ne?
Konuşalım, söyleşelim be yağmur…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!