Geçmişteki güzel günler
Hoş geldin
Sonbahar akşamlarının en tatlısı
Burcu kokan yanıp tutuşan o, ben
Saçlarını okşayan hangi elim
Bizi ayıran kalın duvarlar
bu davanın bir tabibi yok mu?
hiçbir zannı zannetmiyorum doktor
sadece kendi menfaatinde bir ziyan
kaygı bozukluğu dediğin şey nedir
kalbi vaziyet sevdayı aşk değil
başka türlü bir perişanlık
Sen ey sarmaşık!
Güneşi görmek için yukarı tırmanan
Sert bir rüzgarla savrulup yolundan sapan,
Uzun uzadıya yatakalmışsın
Güneşi unutup
Kendi sevdana yanıp
Afak-ı ırak ya da fırak-ı ırak
Geçti gittti artık çok uzak
Bir furkan tozu dumana katarak
Felek eledi bir avuç toprak
Geçti gönül senden ve buna benzer her şeyden
Geçmek yok olmak gibi
o gözler ki biri tuvalete düşmüş
diğeri Allahı görmeye çalışıyor.
ırkçı, bir o kadar da ruh soyan gözlerin,
görmedin mi? kendi gözlerini
insan azmanı sevgilim su değil bu
kör kalbine deva diye toz yağıyor
Geçmiş midir acıları geçmişin
Yarını bir seferde yarın,
Kısacık anı geniş zaman sanın,
Yolu sadece şimdiki zamandan geçen sizler
Gelecek mi bilmezsiniz güzel günler
Kapaklanınca yere taşlardan,
bilmezsin bugünüm nasıl da dün
nefes nefese masumiyet
üstü yıldız altı çimen
ayıp mı istenilen cihetten
bir stok
Gencin ihtirası yaşlının hatırasıdır
Uyandım ki tabiat o değil başkasıdır
Kim bilir ne oldu ne bitti gece uyurken
Bir bakış bir gülüşle çarpılmak işten
Çektiğim ağrı dişten değil kalpten
Bildim bileli başımın belasıdır
Kireçli bir umut tarlası
Toprağında sen ve ben
Yeşermez düşler beklemekten
Raks ediyor yalnızlığım
Erezyona uğradığında duygularım
Tam ortasında hatırladım
Biliyorum bir tek ben varım,
Tanrı beni bile benim için yaratmış
Pisagor'u tanıdığımdan beri bağıntılardan nefret ediyorum,
Üstelik sigara da içiyorum 4207 'ye rağmen
Tabi klostrofobiyi bir tarafa bırakıyorum,
Mikronunda boğuluyorum nikotinin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!