-ANTAKYA-
Ne zaman bir düş görsem
Ömrümden trenler geçer Antakya'ya doğru
Raysız, istasyonsuz trenler
Bulutlarla beraber
Aşk için,
bülbülün güle aşkı en basit misaldir.
gülü sevmek çok kolay,
gülün yılan zehri yoktur mesela,
misal ya
gülün azı dişleri de yoktur bülbülü yaralayan
Aşk mıdır,
Bahar gelince başlayan,
Kışın bittiği her yerde söylenir.
Böyle kırmızı yanak görülmemiştir,
Ölüleri örten topraktan başka.
Çiçeklere tutunur yürekler
hakikat budur
karşısında sen gafîl ben gafîl,
sallanadursun damların üzerinde
bembeyaz kalbinin kalbimi kırdığı bayraklar.
yorgunluğumu alsaydım bari ayak ucunda
ruha kasvet veren o ıssız dakikalarda.
Doğru değil sana yalanlardan bir dünya kurduğum,
İncinirsin diye söylemedim.
Su tatlı, deniz mavi dedim.
Vallahi ben yapmadım.
Güneş tuz eklemiş
Gökyüzü kendi renginden vermiş.
Anne, sana kim dedi ızdırap doğurmanı
Soğuktan ve yalnızlıktan yok mu kurtuluş
Esrarlı dehşetini kalbine döken
Ben, et ve kemik yığını hantal bir vücut.
Ecelin kucağında eriyen çocukluğum
O bulunmaz hazine,
gördüm, bu göz bebeklerinin kokusu.
benliğimi elimden aldı,
dokunma duyumun son tutkusu,
evet itiraf ediyorum:
çok merak ediyorum
benliğin bana dönmeden önce,
Yalnızlık duygusunu hissettiği anda
Şelale gibi çağlıyor
Zıt gidiyor dünyaya
Bakıyor bakıştırıyor,
Oysa ne doğruyu ne yanlışı ayır edebiliyor
Alt tarafı da üst tarafı da insandır işte
Siz!
Siz bilir misiniz ?
Yağmurlu akşamlarda
Ufka açılıp
Umutları gönlümün derinliklerine atıp
Pırlanta değerinde hayaller aradığımı,
tütün ekmişti bütün yaralara,
sadece çay içiyordu,
tütünün suyundan çekiyordu huyunu
damarıma basmadan hemen önce,
aynı ismi taşıyordu ülkesiyle kalbi,
keşke şu tarlalar olmasaydı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!