Bazen rengarenk güzellikler
Unutulmamak üzere,
Rengarenk kalemlerle yüreklere yazılır.
Ve bir ömür, bir ömür tertemiz yürekler,
Dostça, kardeşçe
Yıllarla yarışır.
Aslında bir çikolatadır dünya,
Öyle olmalı.
Bir ısırımlık hakta benim olmalı,
Senin olmalı.
Yeni doğan bebeğin,doğacakların,
Tüm canların.
Hep yalan rüzgarları,
Hep gök gürlemeleri.
Hep delicesine yağmurlar,
Hep şimşekler hep yıldırımlar.
Hep keşkeler,
Belkiler,
Sıkıyönetim karanlığında hapishaneler
İşkence işkence !
En az bir kaç ay habersiz dünyanın güzelliğinden.
Ölüm ölüm !
Döneceği de yok o meçhul eylül günlerinden.
Ve
Konuşurlarken karışmışım sohbetlerine
Ondanmış güya tartışmanın nedeni.
Sana ne söylesem bilmem ki
Dünyadan bi haber insan
Ben dışarıdan biri miyim
BATMAYAN GÜNEŞ
-Öğretmenlerin öğretmenlerine,
Saygıyla,sevgiyle...
Öğretmenler günümüz kutlu olsun.-
Dün ışığımızdınız,sönmeyen ışığımız
BEN BAHÇENDEKİ KARDAN ADAM
1985 yılında Lice'de görev yaparken Lice'nin bütün evleri birkaç resmi bina dışında depremden sonra yapılmış küçük küçük barakaydı. Ben de bu barakaların birinde kalıyordum arkadaşlarımla birlikte. Bir sabah uyandım. Perde açıktı ve görüyordum dışarıyı. Lapa lapa kar yağıyordu. Uzandım pencereye dışarısı bembeyaz. Yollar kapanmış. Sadece bir kaç insan var sokakta. En öndeki zoraki adımlarla biriken karları yara yara ilerlerken arkadakiler sıra halinde onu takip ediyorlardı.
Onların bu hallerini izlerken sevdiğim geldi aklıma.
Böylesi bir havada nasıl gidecekti okula?
Dışarıda diz boyu kar ve hala da yağıyor. Ne yapar, ne eder gibilerinden düşünürken...
Gönülden isteyen öyle bir bakar ki,
Viraneler bile saray olur gözünde.
Kimisi de öylesine...
İşte öylesine bakar ki
Saray bile iğne olur,
Döner döner batar yüreğine.
Bakma böyle olduğuma,
Utangaç durduğuma.
Bir seslensen var ya!
Yanakların al al
Yüreğim hoplar getirir yanıma.
Dağ başındayım,
Barakadan bir okul.
Rüzgarlarda ağaçların,
Hışş hışşş sesleriyle dersler,
Bir başka anlatılır bir başka.
Bazen beni dinler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!