Okulun küçücük bir odasıdır,
Yatakhanem,mutfağım,oturma odam.
O gönül sarayımdan çıkıp
Okul kapısından baktığım zaman,
Dizdar,Yetkin,
Nihat,Recep,Habib,Hüseyin
Bazen bakıyorum da
dünya öylesine büyük ki
Hafızam almıyor
Ufkuma sığdıramıyorum
Koca bir gezegen.
Hiç bir dansöz ebediyen sahnede dans etmez
Mutlaka sahneden iner bir gün.
Ve alkışlar yerini yalnızlığa bırakır,
Kıvrak kalçalar artık hiç bir şey ifade etmez.
Hey sen! Sen de kalıcı değilsin o sahnede
Yüzümü güldüren nadide bir çiçek,
İçimi coşturan rengarenk bir kelebek,
Cana can katan bir nefes
Kulağımda çınlayıp duran
Tanıdık bir ses
Dedaa! Dedaa! Dedaaa! ...
Dün neysem bu günde aynı,
Değişen hiç bir şey yok.
Hafif döküldü,biraz da kırlaştı saçlarım,
Birazda etlendim o kadar.
Yolum yine aynı,
Yine çoğunluğun gittiği yerden farklı.
Islık çalıyor,
Çapkın!
Arkasından yaprakların.
Dayanamadı belli ki,
DERİN UYKU
Uykulardayız,
Derin uykularda.
Uykuya doyum olmazmış,
Uyu babam uyu !
Deveye sormuşlar bir gün,
Neden boynun eğri diye değil
Nasılsın diye.
Türkiye gibiyim demiş.
Tarihe bakın tarihe,
Din üstüne din değiştirmiş Tanrı bile,
Peygamber üstüne peygamber.
Onun için iyi düşünmek gerek derim ben,
Bağlanıp kalmamalı her gördüğüne.
Yemeğimizi yedik geçtik yatakhaneye
Yaktık sigaralarımızı her yer duman duman.
En az bir kaç arkadaş her ranzanın başında
Kaçanlar var dumandan,dumandan bunalan.
Hızla girdi odaya fare kıvraklığında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!