Sormayın bana,
Satırların neden karamsar olduğunu.
Görmüyorsanız,sorgulamıyorsanız ,duymuyorsanız
İçi başka dili başka lafazanları,
Dinlemekten,seyretmekten,omuzlamaktan
Utanmıyorsanız,
Dumanında bir deli
Takmış vagonları arkasına
Çuf çuf çuf çuf!
Geçiyor zaman tünelinden,
Bir kara tren,
Sakın! ...
Kar topu oynamayın.
Çıkar biri,
Raporum var,akıl küpüyüm ben der,
Saplayı saplayıverir yüreğinize cahilliğini.
Şubat iki bin on beş,
Karlı bir İstanbul günü,
Kar topu oynayanlardan birini
Katletmişti akıllının biri !...
Nerden bilsin,
Hep olmayanlar özlenir.
Kış da baharlar baharda yazlar,
Yaz da kışlar kış da yazlar,
Baharda kışlar yaz da baharlar.
İşte böylesine hep karmaşık duygular,
Aklın bir yerlerinde dolanır durur.
Bir değil,üç değil,beş değil
Bir yığın aah geziniyor gölgesinde bedenim.
Dolanıp duruyor elime ayağıma,
Sarmaşıklar gibi karşı kaldırımda gördüklerim.
Ben mi tersim ey hayat! Sen mi?
Amuda kalkmış üzerime üzerime geliyor,
Kimileri alışmış emrivaki hayata,
İlla çağıracak ayağına.
Gel! ...
Geldim ağam.
Otur! ...
Oturdum ağam.
Kırk yıl geçti aradan
Ne sattım kimilerini
Ne de attım düşüncelerimi
Ben hala aynı Mustafa.
Ya sen?
Sen biraz daha kıvır
Park yerinden hareket ettim,
Çıkış kapalı.
Gişeye uzandım usulca,
Bir kedi var dedim çıkışta.
-Pis deseydin.
Heyecanlı hallerdeyim şu rüzgarlı havada
Cama vuran her yağmur damlasında
Yüzer gibiyim,çaresiz
Pencerenin kaygan bir yerinde
Kanatlanmak derdindeyim panjurun altında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!