Mürsel Münevveroğlu Şiirleri - Şair Mürs ...

0

TAKİPÇİ

Mürsel Münevveroğlu

Kutlu Doğum şerefine..
Mürsel ismi; her ne kadar, nadiren insanlara isim olarak verilse de, Kur’an’daki anlamı ile “Resûl veya şeriat sahibi peygamber demektir.
” Hz. Muhammad (s.a.v.) de; bir mürsel’di. Hem de, “mürsellerin en mürseli.” Allah (cc): bizi, O’nun şefaatine kavuşturmayı ve O’nunla; Cennet’te, Kevser Havuzu başında buluşmayı; bana, ceddime, soyuma ve sopuma ve dahi; bu müjdeye kavuşmak isteyen, cümle mümin kardeşlerime nasip eylesin... (AMİN)

İLÂHİ

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Siz de hiç düşündünüz mü? Mademki, çok farklı ve birbirlerine zıt bir çok farklı bileşenlerden oluşan bir kimlik ile bu dünyada belli bir süreliğine varız; o halde biz neyiz, biz neredeyiz, biz kimiz, biz nereden gelip doludizgin nereye gidiyoruz? Varlığımızın kaynağı nedir? Emrimize sunulan; cümle mahlukat ile üç boyuta ilave olarak bir dördüncü boyut zamanın çevrelediği mekanda görevimiz nedir?. Bu dört boyuta ilave olarak, akıl ve gönül ile ortaklaşa kavradığımız sonsuzluk ve o sonsuzluğun sahibini anlamak ve O’nun ile hemhal olmak, O’nun bizlere sunduğu bazı sırlarını anlamak…
Kısaca biraz zihin eksersizi yapmaya ne dersiniz.

“OL.. DEDİ, OLDU.

ŞİİR NO: 87 01-01-2020

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu



ÖLDÜ DİYORLAR

Şu insanoğlu, yaratılışı gereği, garip ve bir o kadar da mechûl bir varlık. Doğduğunda bilgi ve tecrübesi sıfır iken, “DOĞDU” diye seviniyorlar. Biraz büyüyüp, akil baliğ olunca, karışıkta olsa bir şeyler öğrenmeye başladığı, “yalpalama ve bocalama devresine” girince, “ERGEN” diyorlar. İşi biraz daha ilerletip, bilgi, deney ve tecrübeleri artıp da, maceralar yaşamaya başlayınca; bu sefer de adına, “DELİ” diyorlar. Meyvenin olgunlaşması gibi, nefsi de olgunlaşıp teraakki ettikçe, bu seferde, “VELİ” diyorlar. Dünyanın, “hem sanal, hem de hayal” olduğunu anlayıp da, insanın dünyadan elini eteğini çekip, “yaratılış sırrı” gereği, Ahiret odaklı yaşamaya başlayınca da; bu seferde o kişiyi görmez ve bilmezden gelip, ona “ÖLDÜ” diyorlar.
Yani kısaca insanın yaşadığı her devresine bir kulp takıp, bir şekilde dümenlerini döndürüyorlar. Siz de bu devrelere inanıp, yaftalama yapanlardan mısınız? Yoksa karşı duranlardan mı?

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

K U R B A N B A Y R A M I (2 0 1 0)

İLÂHİ

ŞİİR NO:13 16-KASIM-2010

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Osmanlı; daha gün yüzüne çıkmadan (devleti kurulmadan) evvel, aslı süt olan yoğurdun, önceden mayalanarak yoğurt olması gibi; Şeyh Edebali’nin, hem duaları ve hem de; Osmanlı’nın soyunu, daha en başında ve de adeta yukarıdaki yoğurt örneğinde ve ayrıca da, Resulullah (s.a.v.) ın soyunun, bir kadın tarafından sürdürülmesinde olduğu gibi, sanki; Kayı Boyu’nu, yeni bir İslâm imparatorlunağa doğru mayalamak için.. kızı Malhatun’u; Osman Bey’le evlendirerek, çifte mayalama yapmış ve yaptığı duaların ve de temiz ve mübarek soyunun devamı; ANADOLU'yu ebedi, önasya'da ise altı asır sürecek ve üç kıtada at oynatıp, Akdeniz’i bir göl yapıp, İslâm’a hizmet adına benzersiz bir başarıya imza atmıştır.
Aradan asırlar geçip de, tarih; huyu gereği bir defa daha tekrar ve tekerrür edince; Şeyh Edabali misalinde olduğu gibi, Soy’u ile olmasa da; duaları, gözyaşları ve hizmetleriyle.. yine bir büyük Zat-ı Muhterem’in, benzersiz bir çile ve ıstırap timsalinin, yine büyük bir ilim ve edep ehlinin ve de GÜL’ünün son neslin sembolü olan ve kendi ifadesi ile de sadece “DÜZ BİR İNSAN! ”ın, insan ötesi çabaları ile YİNE bir defa daha ve YENİ bir Osmanlı’nın temelleri atılmış, tohumu filiz vermiş ve çok yakında “GÜNEŞ’in ÇIKMASI! ”rıyla da, (Hz.Mehdi’nin zuhuru ile de) başını topraktan çıkaracak.. babası Osmanlı’ya layık bir evlat olduğunu gösterecek ve yedi düvele de, Dünya’yı dar edecektir…
Çünkü O, ilâhi yazgısı gereği; adeta günümüzün güncellenmiş Şeyh Edebali’sidir. Yetiştirdiği “ALTIN NESİL”de Kayı Boyu’nun günümüzdeki güncellenmiş; “HİZMET CENGAVERLERİ”dir.
Allah’ım! .. Resulullah (s.a.v.) ın, LİVA-ÜL HAMD (şükür) SANCAĞININ ALTINDA ve bu yeni kurtulacak imparatorluğun mayasını çalan bu cefakâr kulunun yanında, beni ve her zaman dua ile andığım sevdiklerimi ve de bu şiiri okuyup da, bu duaya amin diyenleri de bu duaya dahil edip, bizi hep beraber haşreyle. (amin)

MAYA’lar ve DUA’lar! ..

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Bu gün, 07-12-2014 Pazar. Televizyon her saat başı, aynı haberi ilk haber olarak geçiyor... Günümüzün rakip siyasetçileri, her şey bitmiş gibi; benim ecdadımın mezarlarının taşlarını, ucuz siyasetlerinin ağız dalaşına alet olmuş durumdalar. Günümüzdeki siyaset bizim ülkemizde her nedense, biraz da entropinin etkisiyle diğer ülkelere göre çok hızlı irtifa kaybediyor. Bir diğer taraftan mutad olduğu üzere siyasetler karşılıklı olarak gerildikçe geriliyor ve "ECDADIMIN MEZAR TAŞLARINADAKİ YAZILARA DİL UZATACAK KADAR" ülke gündemi etkiliyorlar.. Her ülke geçmişi ile öğünürken, bizim siyaset erbabı, Osmanlı'nın yıkılışından beri, geçmişinden utanıyor ve fırsat buldukça, denk getirdikçe de, "GEÇMİŞE ÇATMAYI" ihmal etmiyor. Osmanlı ile hesaplar, yıkılışı yüz yıla yaklaşmasına rağmen bir türlü hesap kapanmıyor.
Bu hesaplaşma, gerilme ve didişme.. beni çok üzüyor ve siyasete olan nefretimi artırıyor. Fakat işin ilginç tarafı, sanki Osmanlı'da bu didişmeyi duyuyor ve tekrar geri gelmek için son hazırlıklarını yapıyor.
Mesela;
Babası, Osman’lı gitti,
Oğlu, Orhan’lı geliyor...
Hasretin, zamanı bitti,

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Önce farkında olmadan tüllenen, çocukluk yaşımızda oldukça kibirlenen, gençlik yaşamımızda romantik rollere bürünen, yaş kemâle erdikçe ilâhi aşkın basamaklarında sürüklenen.. Ve kullandıkça bir türlü bitip tükenmeyen, beni bana getirip kaybolduğum düşler arasından sıyırıp çıkaran.. HAYALLERİM!..

Hayallerim!..

(Şarkı sözü)

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Allah (C.C.) Nur suresi, ayet 35'de mealen: “Allah göklerin ve yerin Nuru’dur. O’nun nuru, içinde ışık bulunan bir kandil yuvasına benzer ampul gibidir. O ışık, cam bir fanus içindedir. Cam ise sanki, inci gibi parlayan bir yıldızdır. Onun ışığı, ne Doğu'dan ve ne de Batı'dan gelmeyen bereketli bir zeytin ağacındandır. Ateş değmediği, halde her yeri aydınlatır. O, nur üstüne nurdur. Allah dilediğini nuruna kavuşturur. Allah insanlara misaller vererek gerçekleri açıklar ve Allah her şeyi bilir.”
Peygamberimiz (s.a.v.) Müslim, İman, 293'de; “Şüphesiz Allah, için nurdan ve zulmetten yetmiş bin perde/hicap arkasında kendisini gizlemiştir. Şayet o perdeler açılsa, Sübuhat-ı Vechi” (Yüzünün parlaklığı) gözü idrak eden her şeyi yakardı.” buyurmuşlardır. Bu hadis-i şerif yüce Allah’ın sıfat, esma ve şuunât perdesi arkasında yüce Allah’ın kendisini gizlediğini anlatmaktadır. Allah esma ve sıfatın tecellisi ile varlık ile mübaşeret etmeden, “her şeye her şeyden daha yakın, mahlûkat ise ondan nihayetsiz uzak olduğu halde tasarruf etmektedir.” Onun esma ve sıfatının tecellisi Güneş'in ışığının her şeyi kuşattığı gibi tüm kâinatı ve mevcudatı kuşatmıştır.
Allah(C.C.) ın, isim ve sıfatlarından birisi de İLİM'dir. İlim sıfatı, insanlara da sunulmuş ve bunu kimisi lehine kullanmış, kimisi aleyhine. Kimisi ise, bu büyük NİMET'ten nasibini almadan bir ot misali yaşayıp, bir ot gibi bitip gitmiştir. Allah (C.C.) cümlemizi ilim sıfatının tezahhürleri ile donatmayı nasip etsin...

İ L M İ N N U R İ L E V A R Y A N T L A R I

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Kapkaranlık gecelerin zulmetini, Güneş bekleyenler idrak eder. Açlığın acısını, sancısını.. yiyecek ve içecekler ile gider.
Düşman zulmüne uğrayanlar, meydanlarda cenk eder. Kırılmış bir kalbi, biraz ilgi ve alâka.. tamir eder. Cahil, hep cesurdur ve hep inadına gider...
Misaller çoğaltılabilir, ancak sonuç değişmez. Çünkü, her hastalığın bir ilacı, her sıkıntının bir çaresi, her müşkülatın bir bahanesi ve çoğu farkında bile olmasa da, yardıma ihtiyacı olanın da, yardımına karşılıksız olarak koşan bir yardımseveri ve Allah (c.c.) rızası adına koşturan bir "HİZMET GÖNÜLLÜSÜ" vardır.
Dünyayı, sevgi ve aşkla kucaklayan, ihtiyacı olana o ihtiyacını daha istemeden sunan, yaşamını başkalarının yaşaması adına harcayan, ömrü boyunca her cefaya katlanıp, hep sevgi sunan.. nice "GÖNÜL ERLERİ" ve "SEVGİ SÜVARİLERİ" vardır ki, onları anmak bile bir lütuf ve ihsan.. kaynağıdır. Çünkü onlar, "IŞIĞIN KANATLILARI"dır.
Onları tanımak, büyük onur ve gurur.. onlarla beraber olmak, nihayetsiz bir huzur...

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Yaratılan varlıklar içinde; en garip, en enterasan, en tuhaf, en hassas, en cins, en.. mükemmel, en esrarengiz.. en en,en.. mahlûk; KADIN ve hiç bitmeyen hikayesi... Ya! Bir de, kadınlar olmasaydı? .. Evet, siz de hiç düşündünüz mü?
Ya, kadınlar olmasaydı! ..

K A D I N ! ..

ŞİİR NO: 109 19-12-2008

Devamını Oku