Mürsel Adıgüzel Şiirleri - Şair Mürsel A ...

1946'Kars-Arpaçay-Koçköyü'nde doğdum,yaşıyorum
Mürsel Adıgüzel

Işıltın Saplandı Yürek Bendime

Işıltın saplandı yürek bendime
Paramparça olan özünde benim
Sözüm geçmez oldu kendi kendime
Yanaklarım al al yüzümde benim

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Hece Grubu Üyelerinin Genel Çalışması Üzerine Öneri:

Değerli arkadaşlarım, hepinizin bilmesi gereken bir ilmin ortak noktasında olduğumuzdur. Bu nokta, pozitif düşüncemize eşit uzaklıktadır. Bunu görmemek demek, ilgisizliğin ta kendisi demektir. Bu nedenle, şunu söylemek istiyorum: Çalışmalarımızın netini, bilincimizin gücüne ve grubumuzun birlikte çalışıp doğrularda birleşmesine bağlıdır. Bu nedenle bu ilkeye şiddetle itibar göstermeliyiz. Bu açıdan baktığımızda, bütün grup üyelerimiz ve yöneticilerimizin genel bir sorumluluğunun var olduğunu, bilmelerini istiyorum. Bir dizi eğitim yazısı yazdım ve grup odamızda asılıdır. Bu yazıların okunup, notlar alınması gereğine inanıyorum. Hatta eksikleri varsa tamamlanmasını itiyorum. Bizler bir birimizi yetiştireceğiz ve eksiklerimizi tamamlayacağız. Ancak, bu gruptaki arkadaşlarımın bundan sonra, hece düzeninde yazmış olacakları çalışmalara da çok dikkat etmelerini istiyorum. Bizlerin en küçük hatası olmamalı diye de, düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım: Hecenin genel doktrini canlılığını korumalı ve sizler buna dikkat etmelisiniz. Hece şiirini yerli yerinde yazmak ve okumak bizlerin görevi olmalıdır. Hepimizin böyle bir mecburiyeti var ve olduğuna da inanıyorum.
İşimiz kültür, sana ve edebiyatsa o işi doğru yapmak da bizim has görevimiz olmalıdır. Aksi halde, tükenip giden halk edebiyatımız, daha fazlasıyla tükenip gider.
Bu durumu, bütün arkadaşlarım çok iyi bilmeliler ki; Halk Edebiyatımızın hâkim dalı, hece şiirinin temel varlığıdır. Bu temel varlığın, hayatta anlam kazanması da bizlerin o kültürün değerlerini bilmeye ve işlememize bağlıdır. Demek oluyor ki; çok önemli bir görev ve sorumluluk altındayız. Bunun böyle olduğunu, hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Edene Ne Demeli

İçim içimi yakar ateşine yananım
Eyledi param parça edene ne demeli
Cilvelendi önümde duruşuna kananım
Bir kez dönüp bakmadan gidene ne demeli

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Sayın Başkan, Sayın İl Genel Meclisinin Değerli Üyeleri ve Saygın yöneticileri.
Bugün, “Dünya Çocuk Günü” o nedenle, düşüncelerimi sizlerle paylaşmak maksadıyla, şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlarken, hepinize saygılarımı sunarım.
Sayın Başkan, bugün bütün dünya devletleri, çocuklarının gününü kutlamaktadırlar.
Çocuklarına değer veren uluslar, hiç şüphe yoktur ki, bugünün çocukları, yarının büyükleri olarak,kendilerini yönetebilsinler. O nedenle, çocukların en faydalı bir düzeyde yetiştirilmesi için her türlü olanak sağlanmalıdır. Bu durumu göz ardı edenler, devlet yönetimindeki boşlukların sebebi olmuş olurlar. İş böyle olunca da, geri kalmışlıktan kurtulmak imkânsızlaşır. Çocuklarını düzenli bir biçimde eğitip öğretenler, çeşitli meslek dallarında hizmet almayı sağlayanlar, ulusal çıkarlarını daha iyi korurlar. O nedenle, çocuklarımıza gerekli değeri ve önemi vermek zorundayız. Çünkü onlar, yarının sorumlu insanları olacaktır.
Bu nedenle, 1923 yılında İsviçre’nin başkenti Cenevre’de bir araya gelen bazı devletler, bu toplantı da çocuk sorunlarını tartışarak “Uluslar Arası Çocukları Koruma Birliği” adıyla bir birlik kurulmasına karar verdiler. Bu toplantıda benimsenen çocuk hakları, “Cenevre Bildirisi” adıyla yayınlanmış oldu. Daha sonra, bizimle birlikte birçok ülkede “Çocuk Esirgeme Kurumunu” kurdular.
1946 yılında tekrar toplanan ve ikinci uluslar arası toplantı diye adlandırılan toplantının sonucunda da, çocukların hakları daha da genişletilmiştir.1953 yılında ise çocuk sorunlarıyla ilgilenme görevi “UNICEF” verilmiştir. (UNICEF, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun kısaltılmış adıdır.)

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Neyleyim karşıma geldi bu işler
Haniya seninle kurduğum düşler
Akıyor gözümden hep kanlı yaşlar
Akan gözyaşımı silenim yoktur

Bu günler saymakla bitmeyecektir

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Sevgili okurlarım, “Serhat Kültür Dergimizin” bu sayısında, sizlere edebiyatın tarihle olan ilişkisi hakkında birkaç söz ettikten sonra, şiir kitaplarımın okurlarıyla buluştuğu üzerine bir takım açıklamalarda bulunacağım. Aynı zamanda sizlere yeni çıkan kitaplarımı tanıtmış olacağım. Bu tanıtıma geçmeden önce, edebiyatın tarihine bir göz atmak istedim.
Edebiyatın tarihle olan ilişkisine baktığımızda, dünya üzerinde yaşayan bütün milletlerin, kendi tarihleri boyunca sayısız eserler meydana getirmiş oldukları görülmektedir. Edebiyatın toplumsal gelişimde, unutulamaz bir tarih olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum sürekli olarak devam edip gidecektir. Edebiyat diye bir eseri olmayan milletler, uygarlaşamaz ve uygarlaşmaya uyum sağlayamazlar. Uyum sağlamayan devletler, tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir.
İşte edebiyatın tarihi, bir ulusun yüz yıllarca yaşamını kronolojik bir sıralama içinde inceleyerek, sürekliliği meydana getiren çok önemli bir bilim dalı olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Bunu bildiğim içindir ki edebiyata gönül verdim. Bütün bu ilkeleri düşünerek yola çıktım. Bizden öncekilerin neler yaptıkları, bizlere nasıl ulaştıysa, bizlerinde yaptıklarımız bizden sonraki kuşaklara ulaştırmak zorundayız. Bu istemim yazılı olarak ulaşmalıdır. O nedenle edebiyatla ilgilenmeyi kendime görev saydım.
Bakın bu konuda edebiyat tarihçisi Agâh Sırrı Levent, günümüzün edebiyat tarihçilerini anlatırken, şunları söylemektedir. “Bugün gittikçe zenginleşen kültür dünyasında edebiyatın ufku genişlemiş, edebiyat tarihi de ağır görevler yüklenmiştir, diyor”.
İşin gelişimi böyle olunca da, geçmişten günümüze intikal eden kültür değerlerini öğrenmiş oluyoruz. Değişik çağlardaki kültür birikimini tanır olmaktayız. Toplumların düşünce yapılarını, dünya görüşlerini öğrenmekteyiz. Bütün bunlar edebiyatın eserleridir. Edebiyat bizlere bu hususta gerekli yolu göstermektedir. Her devrin yetiştirdiği edebiyatçılarımızın kimisi şiiri ön plana çıkardı, kimisi de düzyazıyı. Sonuç olarak her ikisi de, kültür değerlerini tükenmeden günümüze kadar gelmesini sağlayanlardır. Her zaman bir nöbet değişim süreci içinde görev devam etmiş ve de devam edecektir.

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Seni anlatmaya zaman yetmedi
Kâğıdım tükendi kalem tükendi
Yüreğimde sevdan yandı bitmedi
Zamanım tükendi âlem tükendi

Ah çekip ağladım dağlar uyandı

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Değerli arkadaşlarım, Sayın Mehmet Ceylanın Beyin ve Sayın Refika Hanımefendinin yapmış oldukları çalışma ışığında, şiirle ilgili düşüncelerimi öğrenmek maksadıyla, sunmuş oldukları soruların cevaplarını sizlerle de paylaşmak istedim. Değerli görüşlerinizle bana katkı sunmuş olursunuz.
Günümüz Türk şiirinin durumunu değerlendir misiniz?
Genel anlamda bir eleştiriye girmek istemiyorum. Ben kendi yazdıklarımın, benden sonraki nesillere nasıl ulaşır diye düşünüyorum. Bizim sanatsal geleneğimizle birlikte, föklörümüzün Türk Halk Edebiyatı dalında, genel yapısının geliştirip, onun kalıpları içinde gelişimi sağlamaktır.
Şiir tükenişi bunu hiçbir zaman hak etmiyor. Çağları aşıp gelen şiirleri düşündüğümde, kendi yazdıklarımı sorgulamak durumunda kalıyorum. Öğreti ve öğrenme sanatının neresinde olduğunu düşünüyorum. Kalem sahibi kişiler, mutlaka yerlerini tayin etmeliler, aksi halde yazılanlar bir hatıra olarak kalır.
Bence, Türk Dili Edebiyatı’nın gereğine göre dersimizi iyi çalışmalıyız. Yazalım amma, benden sonra gelen kuşaklara kalmasını sağlayalım. Bu açıdan baktığımda, günümüz şiirlerine zaman harcayan birçok şahsiyetin kendilerini gözden geçirmeleri gerekir diye düşünüyorum.
İnternet ve şiir dersek ne dersin?

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Gezdim bu âlemi kendi içinde
Attı gönlüm beni zara düşende
Yaşam şekillendi başka biçimde
Kendimde kendimle kora düşende

Gün oldu zirveye çıkıp ulaştım

Devamını Oku
Mürsel Adıgüzel

Boş gözlerle etrafına bakarsan
Bin bir türlü duygulara mal olur
Tek başına ocağını yakarsan
Duman tüter varlığında kül olur

Aklın yolu birdir iki sayarsan

Devamını Oku