Sorarsın
Yok, ettin canımı aldın içini
Kalmadı amacın sona varasın
Arayıp duransın nedir biçimi
Varlığında varı yoktur sorarsın
Taş koptu kayadan sakla kendini
Görenler söylemez sen inkâr etme
Kuranlar tuzağın bilir fendini
Bilenler söylemez sen inkâr etme
Gönlün açık olsun bahara yaza
Canım üşür benim sarsan tenimi
Sarmadın bir kere neredesin sen.
Garip ateşinde yaktı canımı
Gül dedim gülmedin orada mısın sen?
Gülmeden gönlüme doğdu güneşin
Sevgili okurlarım, bugün öğretmenler günü olması münasebetiyle emekli bir öğretmen arkadaşınız olarak, sizlerle birkaç hususu paylaşmak istiyorum.
Bugün ülkemizde eğitim -öğretimde hizmet sunmakta olan 800 bin öğretmen mevcuttur. Bu öğretmenlerimizin konumu düşünüldüğünde, kutsal görevlerinin karşılığında nasıl yaşadıklarını gözden geçirmemiz gerekmektedir. Öğretmenlerin yoksulluk içinde yaşadıklarını bilmeden ve durumlarını düzeltmeden, günlerini güncelleyerek kutlamanın pekte işe yarayacağını düşünmüyorum.
Günün koşullarında yoksulluğun pençesine düşmüş olan ve birçok kültürel değerlerden mahrum kalan, görmesi, bilmesi ve öğrenmesi gereken bilgilerden yoksun bırakılan öğretmelerin günlerini kutlasak ne olur, kutlamasak ne olur.
Öğretmenleri mutlu etmek istiyorsak, ülkemizin geleceğini düşünüyorsak, bir an önce gerekli olan bütün tedbirleri almalıyız. Öğretmenlerin sorunlarına bir an önce çare bulmalıyız.
Gördüğüm kadarıyla bu zihniyetle ne bir çare, nede bir önlem alınacağa benzemiyor. Çünkü benim gibi düşünürsen varsın mantığı her daim olumsuzluğun içine ve bataklığın sonsuzluğuna götürür. Kaldı ki, sendikalaşma sürecinde, pozitif bilimin hiçe sayılması adına ortaya çıkan, sözüm ona öğretmenim diyenlerde, öğretmenlere zülüm etmeye başlayan sendikada var oldu. Hal bu iken, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemlerinde çok önemli bir sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Mustafa kemal Atatürk diyor ki: “Öğretmenler, bu vatan sizden fikri hür, vicdanı hür nesiller ister.” Bu düşünce gerçekleşmediği sürece, gerçek bir yurt severin yetiştirilmesi mümkün olmayacaktır. Olması da mümkün değildir. Zaten olmuş olsaydı, bu günkü eğitimin yazboza dönmesi mümkün olmazdı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün milli eğitimin, milli kavramlarının ülke geleceği açısından önemini vurgularken, bu günleri düşünmüş olmalı ki, “Muallimler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” Demiştir. Bunları söylerken, tek vücut bir aydınlanma ateşinin yakılmasını istemiştir. Yoksa göstermelik olarak, 24 Kasım’ın Millet mekteplerinin Başöğretmenliğinin kabulünün pekte önemli olmadığını söylemiştir. Nedenine gelince, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başöğretmenlik Unvanı verildiğinde, söylediği bu söze dikkat çekmek isterim.
Zaman bitip gider insanlar böyle
Anlamak yetmiyor doğru yetmiyor.
Bildiğin her şeyde gerçeği söyle
Dinletmek yetmiyor doğru yetmiyor.
Çılgınlık deniyor yaptığım işe
Yaşamadan
Aşk bitti ilham yok söz yazılmıyor
Aylar geçip gider gün yaşamadan.
Yürek küskün olmuş var gezilmiyor
Yıllar akıp gider an yaşamadan.
Yazın ortasını bahar belleme
Kışa vura vura bu güne geldik
Gölgede uyuyan uyur elleme
Ayılsın dedikte bugüne geldik.
İnsafsız da insaf arayıp durmam
Bülbül lal olmuştur gülün aşkına
Deryada denizde çölde arama.
Aşkın deryasında yüzen düşküne
Gariban bilip de çölde arama.
Su gibi akarım basmadan taşa
24 KASIM 2013 ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Değerli öğretmen arkadaşlarım ve sevgili okurlarım. 24 Kasım 2013 Öğretmenler Gününüz kutlu olsunla yazıma başlamak istedim.
24 Kasım Mustafa Kemal Atatürk ün 24 Kasım1928 yılında, millet mekteplerini açtığı, Arap Alfabesinin kaldırıldığı, onun yerine Latin harflerinden oluşan alfabemizin kabul edildiğini kutlamaktayız. Bu gün, öğretmenlerimize ve halkımıza kutlu olsun.
Mustafa Kemal Atatürk, dilimize ve sesimize uymayan Arap Alfabesinin yerine, dilimize ve sesimize çok uygun olan ve uyum sağlayan Latin Harfleriyle yapılacak öğretimi bizzat kendisi kara tahta başına geçerek öğretilmesini, göstermiştir. Bu nedenle de Türkiye Büyük Millet Meclisi kendisine Baş Öğretmenlik unvanını vermiştir.
Harf devriminin yapılması sonucunda, o gün yüzde on okuryazar oranı, bugün yüzde doksanların üstüne çıkmıştır. Ülkemizde yaşayan ve okuma yazma bilmeyen herkesin okuryazar olması hedeflenmiştir
Haniye demiştin bir akşamüstü
Kapına gelip de gül bırakırım.
Bekledim yolunu her akşamüstü
Gelmedin yerine el bırakırım.
İçimi içime sığdırmaz oldum
Teşekkür ederim Sn.Adıgüzel,ancak; soyadım 'Yasdıman'.Bir yanlışlık olmasın istedim.Ben de emekli öğretmenim.Selam ve saygılar.Mualla Yasdıman