Kördüğüm gibi bağlandım sana,
Ayıramazlar beni senden asla,
Sensiz geçen her saniye hicrandır bana,
Yüreğimdeki atan deli bir kara sevda,
Bizimkisi çözülmesi imkânsız bir sevda.
Parmaklıklarla kaplı penceremde,
Otururum her gece,
Bazen yağmur yağar,
Bazen kar vurur,
Soğuk gecelerde pencereme,
Çocukları onu huzurevine yerleştireli bir buçuk yıl olmuştu. Ama hâlâ alışamamıştı. Oysa çocukları ne kadar da övmüştü. Yaşıtlarıyla olup sosyalleşecekti. Sohbet, muhabbet vaktin nasıl geçtiğini anlayamayacaktı. En küçük torunu dedesinden ayrılmamak için nasıl da kıyameti koparmıştı. Orada bırakmamaları için anne ve babasına yalvarmıştı ama nafile...
Odasının penceresinden dışarıya takıldı gözü. Bahar gelmişti. Ağaçlar gelinliklerini giymiş sallanıyor ve ellerini birbirine uzatıyorlardı. Kuru otlar canlanmış, yemyeşil olmuştu. Hafif esen rüzgârla beraber kuş haykırışları da kulakları dolduruyordu.
Sandalyesini penceresinin önüne çekti oturdu. Derin bir nefes aldı. Baharın temiz havasını ciğerlerine doldurdu. Şöyle bir göz gezdirdi etrafına. Arılar o çiçekten öbür çiçeğe konup vızıldaşıyordu. Çocuklar yolun karşısındaki parkta şen şakrak oynuyorlardı. Birden kendi çocukluğu geldi aklına...
Hayatta her şey yolunda olacak sandık,
Meğer önümüzde sarp yokuşlar ve engeller varmış,
Hayaller kurardık, beklentilerimiz vardı,
Meğer zorluklar ve imtihanlar varmış,
Peygamber ocağıdır askerlik öyle biliriz,
Analar ne aslanlar doğuruyor ey kahpe düşman biliniz,
Vatan bizim namusumuz kimseye yedirmeyiz,
Gözü olanın gözünü oyar benim Mehmedim,
Cephede nöbet tutan kahraman gözler,
Neden sustun ey dilim, niçin konuşmuyorsun?
Seni susturan bir neden, bir engel mi var?
Gözler yalan söylemez,
Sen sussan da gözlerin konuşur,
Bakışlarından anlarım neden sustuğunu,
Sen gül gülistan içinde yaşarken,
Benim gönlüm nara düşmüş,
Nerden bileceksin,
Sen bahar kelebekleri gibi,
Çiçekten çiçeğe konarken,
Benim baharım kışa dönmüş,
Durun dinleyin ey insanlar!
Oturup bir düşünün nereye gidiyoruz?
Gideceğimiz yeri biliyor muyuz?
Bizi varacağımız yere götüren biri var.
Uzun bir yolculuğa çıkıyoruz,
Ah eder inler şu deli gönlüm,
Özlemin ateşi sardı neyleyeyim,
Gözyaşımı yarama merhem diye sürdüm,
Acıma acı kattı neyleyeyim,
Sabırla kavuşacağım anı bekledim,
Ölüm dünya ahiret arası bir çizgi,
Hiç beklemediğin anda yakalar seni,
Ölüm gelip kapıya dayanmadan önce,
Sana verilen sürede hazırlan vakitçe,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!