Kara taşlar sıra,sıra maşattan mazıkırana
İçinde sümbül çiğdem çıkar boy boy
Yönçalıktan aşağı indin mi yeşil mi yeşil
İki dağ arasısın da tohma su akar
Gürünlü olmak güründen geçer
Sokaklarını her bir taş bir hatıra
Hayallerimdeki gördüğüm şehir.
Sokakları gül kokulu kokan şehir
Camlarını önünde gül saksısı
İşte hayallerimdeki yaşayan şehir
Evler renkli, renkli boyanmış
Asırlardır gelir geçer.
Ömür dediğin bir naçar.
Zamanı boşa gelir geçer.
Yapılır mı ince ayar.
O bir baba o bir dayı
Herkese aynı mesafe, herkese aynı saygı.
Kusur yok saygıdan,Saygı duyarlardı hep ona.
O bir dayı dı tam dayı işte o bizim dayı.
Hiç kimseye kötü söz söylemedi
Suratına bakan bin pişman
Sanki eski mahkeme duvarı
Dökülüyor parça,parça bir surat
Karşımda duruyor yaşlı koca duvar adam
Yaşadı yaşayalı bir arpa boy
Titreyen saçlarla duvardaki yüzün
Kuzum seni bu gün üzgün gördüm
Yüzünde bir asıktır hüzün
Derdini kederini içine atma gülüm
Karlı dağlar gibi soğuk ve sessiz
Çiğ yeme kusarsın
El eliyle tutma elinde kalır
El diliyle konuşma lal olursun
Evlat dik olmalısın
Akraba arkadaş kim olursa ola
Sular su derindir derin.
Onun adı sonsuzluk.
Anlayana yeter onun duruşu.
Denizler ötesi umutlumu umutlu.
Yolu uzun düzde gider.
Aydınlık yol çıkmıyor derinden
Huzur bulamaz yer üstünden
Aklı başına düşmüş
Ağlıyor yavaş,yavaş derinden.
Rahat olmasın kadar çizgisi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!