SANA GELDİM
Sana geldim, günahlarımı çıkarıp üzerimden,
bin tövbe kapısını geçip...
“Bazen aşk, en keyif verici intirhar yöntemidir”
Sevda denen cephede, korkak bir asker gibi,
Arkanı dönüp kaçmak, sana hiç yakışmadı...
Zamanın çarkında dönen
Senden ayrı pejmürde, bir yaprak savruluyor,
Ömrüm hazan oluyor, bu aşkın girdabında...
Karanlığa dalarken, gözlerim kavruluyor,
Gece hüzün soluyor, bu aşkın girdabında...
Yüzü kavruk bir adam, sazına sarılıyor,
Yoktu benim günahım bu aşkın katili o,
İftiraya uğradım sende kandın Savcı bey!
Kimse bilmez halimi her suçun faili o,
Melek gibi yüzüne sende kandın Savcı bey!
Ben ona yaklaştıkça ırak oldu aramız,
Ömrümün hazanın da, bir nefeslik ahımla,
Hayata doymamışsam sebebi yokluğundur...
Berzahın kapısın da, bir nebzelik vahımla,
Bu ömrü saymamışsam sebebi yokluğundur...
Karanlığa haps olup, hücreme sığınarak,
Leylim...
Seni görmek,
o büyük tufanın sularında
Nuh’un gemisinden
gökyüzünü izlemek gibi
"bir kabristan başında, ağlayan bir dedenin,
dilinde yası vardı, ben sensizdim o meftun...
dedimki "dede derdi nedirki bu sinenin",
feryadı göğü yardı, ben sensizdim o meftun..."
---------------------------------------------------------
Bu öyle bir "ardır" ki;derdimi ölüm silmez,,
İdamlık bir mahkuma, yazılmış şiir gibi,
Bu öyle "kahırdır" ki; halimi kimse bilmez,
Karanlık bir zindana, atılmış şair gibi...
Her şey karma karışık ve her şey perperişan,
Galata’nın dar sokaklarında,
Adımlarım yankılanır;
Her taşında saklı eski umutlar,
Azametle dimdik duran kuleler gibi,
Kırgınlık ve direnç arasında bir sır saklanır.
eski ahşap bir bankta otururken
Şaşırıp fark edince, ruhundaki gizemi,
Orada ki ikamet; selametti sormayın...
Gözündeki yaşında, tadıyorken zemzemi,
Katrede ki alamet; kerametti sormayın...
Aklımı baştan alan, bir sözle irkildiğim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!