Kalbim kanadı ilk görüşte
Ve uyandığım ilk güneşte
adını sayıkladım
yüreğime bir şey indi
bir nefes çekip derinden
adını sayıkladım yeniden
Saçların…
Karanlığın kendisinden mi döküldü omuzlarına,
yoksa gece, saçlarında mı unuttu siyahını?
Kamer saçların var diye mi doğuyor geceye
yoksa saçların mı, kamere ışıldıyor?
Oysa kalbim,
tüm işgal girişimlerine direnmiş bir imparatorluktu
ve sen geldin,
başkentimi işgal ettin.
Ama ben sana;
GEL GÖR
Nefes alacaktık,
soluklarımız birbirine karışarak,
Aynı havayı soluyacaktık,
aynı dağların duldasında.
Ne izin ne de cismin, bir seda kalır senden,
Zaten ölümlü dünya, gitmek değil mi her şey?
Bense bir muhacirim, bir veda kalır benden,
Yokluğum dert olurken, bitmek değil mi her şey?
Çünkü daha doğarken, geriye sayardı insan,
Karşılık bulmadığım, yetim kalan aşkımı
Efkarıma bastım ben, durmayıp gidiyorum...
Semalara edilmiş, o ilan-ı aşkımı,
Duvarıma astım ben, sormayıp gidiyorum...
Damla düşer toprağa bir koku yayılırya,
Nereye gidiyorsun sen, Nasıl gidiyorsun
Arkanda bıraktığın enkazı görmüyor musun?
Bu yıkım bu deprem nasıl senin ellerinden gelebilir, gitme!
"Artık sende değilim, senden çok ötedeyim"
Bak kuşlar uyanıyor, semada bir aydınlık,
Sabaha sorulurken, senden hiç gitmedim ki...
Olduğum yerdeyim hep, günlerim hep karanlık,
Ulu dilber burcunun,
kökünü incitmişsin,
Daha seni anarsam,
gök girsin kızıl çıksın!
Atam Oğuz kağanın,
ök’ünü incitmişsin,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!