Nereye gidiyorsun sen, Nasıl gidiyorsun
Arkanda bıraktığın enkazı görmüyor musun?
Bu yıkım bu deprem nasıl senin ellerinden gelebilir, gitme!
"Artık sende değilim, senden çok ötedeyim"
Bak kuşlar uyanıyor, semada bir aydınlık,
Sabaha sorulurken, senden hiç gitmedim ki...
Olduğum yerdeyim hep, günlerim hep karanlık,
Ulu dilber burcunun,
kökünü incitmişsin,
Daha seni anarsam,
gök girsin kızıl çıksın!
Atam Oğuz kağanın,
ök’ünü incitmişsin,
Bu sevda ateşiyle, hasretin yaktı diye
Tükendim küle döndüm, harı gördü gözlerin
Gözlerim gözlerine, aşk ile baktı diye
Çelikten bir örümcek ağı ördü gözlerin
"Çekme cennetimin, pencerelerine perde;
kaldır göz kapaklarını"
Göklerden inzal olup, kalbimde yeminleşen,
Dilimi lâl eylemiş, bir ahitti gözlerin...
Gökyüzü emsal değil, öyle bir boşluk ki bu,
"Savrulduğum" bir "feza", gözlerinin içinde.
Bir parıldama değil, öyle bir loşluk ki bu,
"Kaybolduğum" bir "seza", gözlerinin içinde.
Kolları arkasından bağlanmış bir delinin,
(Kavuşamazlığın Şiiri)
Leylim,
Tüm âlemin sükût ettiği bir gecede,
yine isminle inliyor şimdi,
bu harabe kalbim...
Mercanlarla süslenmiş, dupduru bir denizden,
Saçıma meltem gibi, akışıdır hayalin...
Bir taç yapıp eliyle, bolluk denen gedizden,
Başıma çiğdem gibi, takışıdır hayalin...
Seninle kimliğime, kavuşup özgürleşen,
“Bazı kadınlar, aşkı beklerken
Meleklerin suskun tarafına dönüşürler.”
Züleyha ağlar.
Ama bu, gözden süzülen bir damla gözyaşı değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!