Yıllar yılı bülbül olduğum güller,
Bir kere yüzüme gülmedi gitti.
Gözlerim ardından akıttı seller.
Hercai, onları silmedi gitti.
Umulmadık yerde karşıma çıktı.
Ne imlâ biliyor ne de noktayı,
Aklına geleni yazıyor işte.
Mizandan habersiz çeken okkayı.
Ölçüyü, durağı bozuyor işte.
Teşbihte hata var teşhis yaralı,
İnsan en yüce yaratık,
Gerçekte cüce yaratık,
Kavgalardan, savaşlardan,
Bıktık artık, bıktık artık.
Yüreklerde kin nefret var.
Kâhinler demiş ki bir gün krala:
Yılanlar kızına olacak bela.
Üzülmüş kral bu kara habere;
Sormuş etrafına ne diye çare.
Ne canlar gidiyor ne Özgecanlar…
Öfke tohumunu ekene lanet!
Belli ki son değil feryat figanlar,
Vahşet fitilini çekene lanet!
Vatan sevdalıya vurdukça vuran,
Gece bürününce tümden siyaha,
Mehtap gizli gizli denize koşar.
Körfezde girilir yine günaha;
Aşk ile yürekler coştukça coşar.
Görmezken etrafı onların gözü,
Yuvayı dişi kuş yaparmış derler;
Sıcacık bir yuvam oldu sayende.
Kalbimde hasretle çınlayan yerler,
Sen geldin neşeyle doldu sayende.
Beyhude yaşanan serseri yıllar,
Akşamsefaları küsmüş geceye,
Misk-i amber kokan yazlar nerede?
Güller firar edip çıkmış yüceye,
Bülbülü çıldırtan nazlar nerede?
Gülistanda gezen servi boylular,
Şimdi biraz tenha göründü diye,
Bir pazar günü mü sandın gönlümü?
Davet edilmeden geldin; oturdun.
Yolgeçen hanı mı sandın gönlümü?
Her ne istediysen hemen almışsın.
Şanlı tarihime destanlar yazdın;
Boğaz’a bir kilit vurdun sen Nusret.
Düşmanca gelene mezarlar kazdın;
Denize tuzaklar kurdun sen Nusret.
Osmanlı yok artık bitti, dediler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!