Hastaydım,
Nane limon kaynatan annemdi o benim
Üşüyordum,
Sobayı tutuşturan ablamdı o benim
Küçüktüm,
Yeleği naftalinli ninemdi o benim
Gökyüzü bulutlu, deniz epeyce soğuk
Bandırma’ya bindi mavi gözlü bir çocuk
Yükü ağır, göğsünde çiçekler, taşıdığı umut
Güneşli bir güneydi bu uzunca yolculuk
Dalgalar vardı öfke dolu fırtınalar
Ben zaten hep inanmışımdır bir gün karşıma çıkacağına
Sadece zamanını bilmiyordum ama kimseye söylememiştim
O gün giydiğin elbisenin rengi hiç aklımdan çıkmayacaktı mesela
Saatin kaçı kaç geçtiğini, kurduğun ilk cümleni hatırlayıp duracaktım
Hep korkmuşumdur heyecanımdan dilim dolaşırsa diye
Senle gülüşmem gereken bir dünya konu vardı çünkü
Şehir çocuğu olamam ben
Sıkıldım asfalt yollardan, betondan ve taştan
Egzoz kokusundan, kuru gürültüden uzağa
Beni yüreğinde sakla
Halimi hatırımı merak et
Ya da bir gün çık gel bana
Nasılsa yolu biliyorsun
Her geçen günüm ayrı bir özlem
Gücün kuvvetin ümidinle tanıdım
Güneşe ve çiçeklere doğru bakardın
Bir kanadın eksikti dünyada
Sanma ki bu bir kör veda
Sana melek diyecek bir yer var uzakta.
Mesela, herkes cesur olmamalı
Kimisi korkmalı insanları kırmaktan
Savurup bir köşeye atmaktan
Unutmaktan korkmalı
Dağıtmaktan
Toplamamaktan korkmalı
Daracık bir odadayım sanki
Kocaman kapısı var
Kapı kilitli
Ve ben bir pencere düşlüyorum
Sahil tarafına bakan yolları çiçekli
Mevsim yaz, denizin üstünde yelkenli
Bakıyordum dünyaya zaten zordu
Görüyordum insanları herkes gidiyordu
Biz farklı olmalıydık
Gülüp geçerken sokaklardan
Aynı ümide sarılmalıydık
Şimdi senle var ya, aynı deliliğe tutulmak vardı
Bu aralar fazla
-Gibiyim
Son otobüsü kaçırmış da
Sabahı beklemiş gibiyim
Cam kenarına oturanlara
El sallar gibiyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!