Muharrem Akman Şiirleri - Şair Muharrem ...

Muharrem Akman

Çıradan kandilden geçiş dönemiydi camlı lambalara
Çıt aç çıt kapat ne rahat diye anlatılırdı tek gözlü Aygaz
Pek az evde bulunurdu karyolalı yastık yatak
Uyansalar derdi İsmail ağam, ye bostandakiler

Moskof çayıydı henüz bildiğimiz çaykurun adı

Devamını Oku
Muharrem Akman

KALIR SEN DE

Kulakları çınlatan gök gürültülü fırtınanın
Ciğerlerine düşen soğuğu ısmarladın sanki
Getirir gecenin ayazı adrese teslim şaşmaz
Hane hane ayrısız gayrısız postacı gibi

Devamını Oku
Muharrem Akman

Kalırsın bende

Siluetini çizmişler sokaklara
Ne yana baksam durur karşımda
Tutmuştuk hayatı kavgalarda
Koptu birden kaldım bir başına

Devamını Oku
Muharrem Akman

Kanatlar yalnız uçar

Bir tatlı temmuz sabahı
Yaşanacak onca zaman
Yürüyecek o kadar çok yol varken
Sevilecek çok gül bitecekti oysa

Devamını Oku
Muharrem Akman

KAPIYI ŞARAPTA KAPATTIM

Merkez mahalledeki okulumuza köyümüze bağlı dört mahalle olarak karma sınıf şeklinde ōgretim görürdük 1.ve.2.nci.sınıfları eğitmenimiz bir sınıfta 3.4.5.nci sınıfları öğretmenimiz ayrı bir sınıfta okuturdu, öğretmenimiz sınıfları ayırmak için her sınıfı kümelere ayırarak ders anlatacağı sınıfın yakınında bir yerde ders anlatır,diğer sınıflara
o günkü dersin ne olduğunu söyleyerek biz kendi aramızda küme halinde o günkü dersimizi çalışırdık.En büyük sıkıntı kar fazla yağdığı zamanlar olur, öğretmenimiz merkez mahalleye uzak iki mahallenin öğrencilerini bir mahalleye kendisi getirtir diğer mahalleye de çocukları mahallelerine getirecek bir gönüllü bulup gönderirdi,bizim mahallemiz merkez mahalleden 4 km uzaklıkta diğer mahallede hemen hemen aynı mesafede idi.

Okulumuzda kooperatif kurulmuş kantin bu yöntemle işletilyor kalem defter,silgi,yakalık,

Devamını Oku
Muharrem Akman

niyorlardı. Buradan başlayan yokuşun yolun sağında solundaki evlerde yaşayanlar, en azından yirmi otuz yıllık komşuydular. Hepsi değişik il ilçe köylerden gelmiş, bir şekilde maden kömürünün yüzü suyu hürmetine geçimlerini sağlıyorlardı. Sol taraftaki evlerin sonundaki ev benim evimdi. Aramızdan geçen yolun Karşısında doğuştan sağır dilsiz bir köylümüz oturuyor. Çalışırken İşinden evine gidip geliyor arasıra kahvede pişti oyunu oynamayı seven bir abimiz. Doğal olarak çevresindekiler ile işaret dili ile meramını anlatırdı. Çoğu kez o bizi anlayamaz biz onu anlayamazdık. Benim gibi çok kişi ile kişiye özel işaret dili vardı. Aynı kurumda beraber çalışıyoruz, yaz mevsimi gece vardiyası işiten eve yaya olarak gelirken denk gelip eve kadar beraber gelip giderdik. Rahmetli Başbakan Merhum Ecevit'in sakatlar için açmış olduğu konteycanda kurumda işe girmiş on beş yılda emekli olmuştu. İş yerinde sosyal bakım servisinde ahçı yardımcısı olarak görev yapmıştı. Boş zamanlarında Günün çoğunu balkonda oturarak geçiren bir emekliydi. Hemen hemen her gün kahveye iner bazan dört kişi ile bazan iki kişi pişti oyunu oynar veya oynayanları seyrederdi. Pişti oyununda tabelayı tutan guguk lakaplı oyuncunun yazdığı rakamları kendisinden başkası okuması mümkün değildi. Oyuncu arkadaşlarının çoğu ona güvenir bu parti bitti, yendik yenildik dediği zaman kimse itiraz etmezdi. Zaten herkesin işçi olduğu mahallede herkes hemen hemen birbirini tanır, aralarında adı konulmayan bir kardeşlik patkı imzası vardı. Çünkü bu şehir cumhuriyetimizin ilk şehri taş kömürünun bulunduğu tek şehirdi. Bu şehrin duvarlarında kaldırımlarında evlerin bacalardan çıkan dumanlarıda bile hüznün izleri vardı. Taş kömürü yüz elli yılda 5000 den fazla maden işçisini iş kazaları ve gruzulara kurban vermişti. Pişti oyununundan başka altmış altı oyunu Domino oyunu oynardı. Mahalledeki sinemaya giderken kimse görmemişti. Sinema o zamanlar iki film birden üç film birden oynatan matinalar yaparak bir çok filimleri tek bilet ile izleme fırsatı bulurduk. Türk sinemasının en şaşaşalı dönemleriydi. Karşılıklı ses alma mesafesinde olduğumuz için işaret dili ile ses yolu ile birbirimiz ile muhabbet yapıyoruz. Aksam üzeri eve geldim kapının zili ne bastım hanım içeride beni duymamış olacak ki kapıyı biraz geç açtı . Yarın öğlene doğru komşu bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor anlamıyorum. En sonunda anladım ki ben kapının zilini basarken ve kapının geç açıldığını görmüş o yüzden benimle dalga geçiyormuş. Bundan sonra ben eve geldiğim zaman eğer balkonda onu görürsem zile başarmış gibi yapar hanım da kapıyı açmayınca balkonda gülmekten çatlardı. Kendine göre hanım içeride ne uyuyor ya bana ceza vermek için beni kapıda bekletiyor du..

Devamını Oku
Muharrem Akman



KARAELMASIN DOĞUŞU

Karaelmas derler bana
Rengimin siyahından

Devamını Oku
Muharrem Akman

Karaelmasın karası

Beşik kertisi olmuşuz yokluğa
İlk nefesimizi verirken semaya
Maden kömürü işçiliği girmiş araya
Ömrümüzden ömür bırakmaya

Devamını Oku
Muharrem Akman

Karaelmasın karası (Zonguldak)


KARA ELMASIN KARASI "ZONGULDAK"

Adınla özdeştiğinden mi nedir, karaelmasın karası?

Devamını Oku
Muharrem Akman

Kara kader hep bana

daha vurulmadan kazma bile kömüre
gün yüzüne güldüğün o dere dibinde
bulmak nasip olmuş uzun memede
almıştı ölüm fermanını kendi elleriyle

Devamını Oku