Tesadüf müsün, şans mısın, yoksa kader mi?
Belki de rüzgârsın
Nereden estiğini soramadan
Deli dolu esip kopardın sancılarımı,
Sonra bir çocuk edasıyla sustun,
Sessizliğini yorgan yaptım üşüyen yanlarıma.
Belki de nehirsin
Kıvrıla kıvrıla doldurdun çatlaklarımı,
Taşlarımı öyle yumuşak öğüttün ki
Kumlarımda bile izin kaldı.
Ya da yıldızlardan düşen bir tohumdun,
Gökyüzünün unuttuğu köpükler içinde büyüdün,
Köklerinle yarıp geçtin kabuğumu.
Bir bahar sabahı gibi geldin
Çiçekleri susuz kalmış bir toprağın
İlk yağmur damlası.
"Sebebini sorma," dedin,
Güneş neden doğar ki?
O, sadece ısıtır…
Tıpkı benim seni bulmam gibi
Ne tesadüf, ne kader,
Sadece ışığın karanlığa düşen bir sözü."
Dünya dediğin, sorularla dolu bir labirent
Her duvar, yeni bir kuşku.
Ama sen,
Haritası yakılmış bir yolcunun
Karşısına çıkan ilk şafak.
Biliyorum:
Mucize, adı konulamayan şeydir;
Tıpkı denizin dilini bilmeyen balığın
Akıntıya yenik düşmeden kendi yolunu bulması gibi.
Sen de öylesin
Anlatılmaz, ama hissedilir.
Şimdi susuyorum…
Çünkü cevap, avuçlarında saklı
Sen, benim sessiz çığlığımın melodiye dönüşen hâli.
Bu dünyada bana iyi gelen her şeysin,
Sen, benim mucizemsin
Huban Asena Özkan
Kayıt Tarihi : 13.5.2025 09:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yüreğine sağlık kalemin daim olsun
TÜM YORUMLAR (1)