Koşuşturmalı ayaklar emekle
Bir dilim ekmeğe evden barktan uzakta
Usulca sokulmuşken gözlerine gurbet
Kirpik uçlarında tutabilmeli memleketi
Burnunda tüten bir yolculuktan ibaret
Toprağa yakın göğe bakıp yürüyenler
İzdihamın boyutlarını aştı rıhtın,
Sahiller kursakları doyurmuyor artık.
Omuzlarda üç beş çürük meyve torbası,
Ayaklarda çarıklar, yırtık,
Takatin son nebzesinde adımlar.
Kursaklarda dilendi mideler.
KURŞUN KALEM
Bir kalem kanatırsa kağıtları
Zifiri karanlıklar bulaşır sokaklara
Adımları hızlanır yaşamaya umut eden çocukların
Dayanabileceğim hiç birşeyim kalmadı
Kitapları da küstürdünüz bana helal olsun
Liman olmak herkezin harcı değil
Ne bağlanan urgan tanır seni
Nede inecek adam
Bir gidecek olan tanır seni
Oda çok görür bir selam
Hanende rızkına nam değdi
Kış kursağına el koydu
Kanatlarına gök bulaştı
Gurbete alıştıysa yüreğin git
Göğün narin saf rengi
Aşkı ney eylemişte gönlüm
Üflemiş nefesin nefesine
Göğüs kafesinde nurun
Gecelere lamba mehtaba ayna
Aynı yolun yolcularına
Rehber eylemiş gönlüm
Ey şanıyla boyanmış kanlı hilal
Sinemdeki nefer gözümdeki can
Sancaklarda gül ülkemde bahar
Dünyaya salınmış nam
Şöhretin canlar ki
Uğrunda kanlar yürütülmüş
Merhaba anne,
Ben, en hayırsız evladın!
Üzerimde verilen emeğin bir karşılığı yok biliyorum
Yıllar yılı eskiten bir hüzün var üzerinde
Meşakkat tohumu senin toprağına serpildiği vakit, ben çok küçüktüm
Umutların filizlendi kırık aynalarda
Kalbinde bir su birikintisi
Gözün karıştırıp kaydesiz satırlarla
Bulandırsın dursun içini
Kızıl denizlerin dalgalı, saf temizliği
Darbelerin sahillere ulaştı çoktan
Varla yok arasında sanki bu dünyan
Başarılar, sevgili kardeşim.