Bu yüce vatana, gönül veren değilsin
Cumhuriyet nerde, şeriata meyilsin
İstiyorsun ki, ağaç yaş iken eğilsin
Kurtuluş elimizdedir, bunu bilesin
Din ile aldatarak çalmaya başlarlar
Sabahları kalkıp, gürleyip esme
Hırsına kapılıp gözümden düşme
Yaşamak var iken, kendine küsme
Küsme hayatına yaşamana bak
Dolun aya benzer, o yarin yüzü
Yıllardır hasretim, canımı sıktım
Doğruyu söylerim, yalandan bıktım
Üstüme geldiler, çizgiden çıktım
Muhabbet ederken, dost bana küstü
Memleket uğruna, canımı verdim
Saçları kızıl renkli, kendisi güzel
Etrafa bakıp durur, gözüyle süzer
Kendisi Selvi boylu, her şeyi özel
Güneş gibi parlıyor, kutup yıldızı
Karşıdan bakıyorum, ay gibi yüzü
Yeşili korumaktır, halkın davası
Ormanları yüksektir, kartal yuvası
Dünyada benzeri yok, temiz havası
Havasıyla güzeldir, bizim oralar
Tarihe yön vermiştir, birçok kalesi
Nasıl sevdiğini, sorsan kendine
Sakın düşmeyesin, felek fendine
Düşünme beni, bak kendi derdine
Lanet olsun lanet, böyle kadere
Kadersizin biri, yazın kabrime
Herkes yaratılmış, eşi eşine
Ondan koşuluyor, aşkın peşine
Her gün girecekse, gece düşüme
Seviyorsa beni, durmasın gelsin
Ben onu sevdikçe, çektim cereme
Madencilik, kaderi değil onların
Kömüre döndü yüzü, nice canların
Hesabı sorulacak, akan kanların
Gün gelir hesapları, çıkar ortaya
Kendini belli etti, adam döverek
Kör mü, sevenin gözleri
Sevdanın çıkmaz, izleri
Yârimin, tatlı sözleri
Aşkın beni, mahkûm etti
Nasıl, gönül verdiğimi
Söyle bana, bir diyeceğin varsa
Kalbimiz aşkın ateşiyle, yansa
Mevla derdimize, bir çare olsa
Sevelim biz bizi, mahşere kadar
Anla artık sende, gönül derdimden




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!