Kaf dağına doğru yola çıktım…dedilerki ne işin var orada……sustummmm…….gülüştüler bana….başımı kaldırıp onlara..insanlığın gururu..doğanın koruyucusu…prangaların kırıcısı..güzelliğin sembolu ve kutsalı olan zalim kralın eşi… sultanın huzuruna çıkacağım kabul buyurursa dedim..gündüzleri yürüdüm,geceleri ağaçların başına tırmandım..korkudan..sevda korsanları boynumu vurmasın diye..
Birde bktım ki düz bir ova….eyvah dedim eyvahhhh…saç sakaldan korsanlara dönmüştüm…burdada
Korsan düşmanları….amazonlar vardı…gündüz saklandım gece devam ettim yoluma…nihayet yüksek ama çokkk yüksek dağların eteklerindeydim…tırmandım sarp keskin kayalara..kan revan olmuştu ellerim..tırmana tırmana….kanımın kokusu korkutuyordu artık beni,,zehirli yılanlar gelirdi.kanıma…
Dönüş yolunda işmek için sakladığım birazcık suyumla yıkadım ellerimi…..tırmandımmmm tırmandımmmmmm. Huzurdaydım işte..birbir anlattım…sevdamı sultana……..yalnızlık diyarından geldim…vijdanına sığınıyorum ve yalvarıyorum……derdime bir çare dedim…..
Nedir derdin bile demedennnn….bu mahluğa yemek verin su verin.yarında ata bindirin geldiği yere
Geri gönderin dedi….
Geldiğim gibi geri dönüp bir meçhule giden yolu seçtim…..
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta