El verin elime
sesime ses verin güzel insanlar
bir düşüm var
kara çalmamış
yeter renkler hepimize
sevmesini bir bilirsek
Hangi dili öğrenmeli
Hangi lisanı
Hangi lügat’a başvurmalıda
Anlatabilsin mazlum ahını
Acısını harflerden çıkarmadan
Yüklemeden kelimelere
Cebelleşir dururum bildim bileli felekle
türlü acılar süzerim kalbimdeki elekle
tek dileğim var mevladan ah birde o gerçekleşse
bir randevu alabilsem azrail adlı melekle
Bilen bilir insanlığın abidesiydi
pir'u pak yüreğiyle gonca gül didesiydi
felsefeden resime,ordan şiire,bir dil deryası
en doğruyu mevla bilir cennete gidesiydi
talebeyken hocam olur,ordan tanırım
Geçerim kendimden sözleriyle saatlerce ayılmam
bende o sultanın deyişlerine aşığım
ona güneş denirse ben ay bile sayılmam
ışığının yanında sönük kalır ışığım
Kötülüğü kâr eyledik
gözümüzün gördüğüne
pişman ettik yaratanı
bize hayat verdiğine
ne sevmeyi bildik biraz
Yıktın ya gitmekle gönül barkımı
Ruhumda ettiğin naz'lar ağladı
Ayrılığa çalıp hüzzam şarkımı
Nağmeler inledi,saz'lar ağladı
Güzelliğin mısralara sığmıyor
Dil tutulur,kalem yazmaz,el tutmaz
Seni yazmak kâr’ı değil değil şairin
Bir güneşsin gönül ufkunda batmaz
Şuh bakışlı bela gözün bin beter nârdan
Sen ne kadar insansın canımın içi
Sol yanımın ne kadar hiçi
Bir öksüzün başına uzanıyormu elin
Şevkatle el sürebiliyormusun
Umuda akan gözyaşında
Bir yetimin umuda bakan gözünde
Rahminde hamurumu yoğuran sensin
dünyanın düzüne doğuran sensin
ardımdan koşturup çağıran sensin
sen olmasan ben hiç olmazdım anne
parmağım incinse kalbin hep kanar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!