Fazîlet mündemictir, sûretin 'Nûr' hâlinde,
Ol içre düşmediyse, fotoğraf 'Sûr' hâlinde,
Târ-û mâr olur nîzam, jülide hayâllerin,
Olmaz mâzîye dönüş, fotoğraf 'Şer' hâlinde,
Olmak isterdim ben de, ayakkap boyacisi,
Ve sirtimda sandigim, üç bes ekmek parasi,
'Boyayalim mi? abi, yaparim ne istersen',
Güzel cila atarim, eger ki olur dersen.
Siyah, kahve ve laci, birkaç yeni boyam var,
tan yeri ağarırken dökülür
……..pembe gecenin siyah tortuları,
ve pişmanlık;
……..sinsi bir yılan gibi süzülür duygularına,
hemen arkanda yatıyordur oysa
……..birkaç saat öncesinin gülüşleri...
Bu son İstanbul mudur, gözümde buğulanan,
Ufka dalmış nazardan, istikbâle hâl düşer,
Sesi mâziden gelen, nâzıyla kuğulanan,
O yârin dudağından, damla damla bal düşer.
Nice cefâdan sonra, arzum elbet sefâdır,
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yagmis daglara, bozulmamis ütüsü
Rahvan atlar gibi irgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamastirsa da gelecegim sana
Simdilik Simdilik baglayici bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtigi zaman.
H a y a t,
'Hayat Kadını' koymuş / hayasızın adını,
Hayattan alıkoymuş / o hayatsız kadını,
G e c e,
Örtülerine sarmış / sözde zevkin adını,
Mevsim kış,
Dolunay, geceye bekçi,
Kayan yıldızlar,
Dileklerim kol kola,
Dilimde aynı türkü,
Sabah ola hayrola,
Güzel bir Pazar günü, geziyorken çarşıda,
Derken bir hatun gördüm, gülüyordu karşıda,
Şaşırdım afalladım, bana mıydı bu gülüş,
Acaba olur muydu, güzel zevkli bir sürüş,
Hayalime düştü aşk, yarınlarım kurguda,
Gökyüzü sevdalıydı, kapladığı boşlukta,
Kucağında tuttuğu, yağmur dolu hoşlukta,
Ezelden beri gelen, ebede kadar sinen,
O kavuşmak arzusu, damlaydı yere inen.
Deniz de Güneş ile, göklere uçtuğunda,
Görmemişin
....................o ğ l u...olmuş,
........................................çekmiş p.p.s.n. kopartmış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!