Ayrılık rüzgarı çok erken esti,
Ömrümün sonunu, başa çevirdin.
Kalbim senden çoktan, ümidi kesti,
Seven yüreğimi, taşa çevirdin.
Gecelerce nasıl, yürek dağladım,
Gecenin yarısında, geldin yine aklıma,
Hasretin bir kor gibi, düştü işte saklıma.
Mazinin kapısında, durdum boynumu büktüm,
Hıçkırarak ağladım, yağmur gibi yaş döktüm.
Eller girdi bizim günahımıza,
Gayrı güneş doğmaz sabahımıza,
Dağlar dayanamaz eyvahımıza,
Sil o gözlerini, ağlama, yârim,
Yas tutup karalar bağlama, yârim !
Bahar geldi sular çağladı yine,
Sarmaşıklar sarıp bağladı yine.
Temizledi teker teker bahçıvan,
Bahçede düzeni sağladı yine.
Budadı kurumuş ölü dalları,
Bir vefasız için ömür tükettin,
Kurumuş toprağa ak güller ektin.
Bir gün gidecekmiş ne bilecektin,
Uğraşma gül yüzlü insanlar nankör.
Sen güzelsin ama bakan gözler kör.
Vatanın her yanı fitne kaynıyor
Haini inine tıkmanın günü
Yazılmış senaryo millet oynuyor
Dağları başına yıkmanın günü
Şahlanıp ayağa kalkmanın günü...
Sevdiğim henüz toy yirmi yaşında
Taramış perçem'in dökmüş yüzüne
Buram buram hasret tüter başında
sevda türküleri düşmüş sözüne.
Bahar geldi coştu yine dereler
Yamaçlardan lale sümbül dereler.
Deren eller muradına ereler,
Düğünü bir başka toyu başkadır.
Herkesin vatanı köyü başkadır!
Arefe gününde çöker bir hüzün,
Yürek pare pare gamlanır yüzün.
Kimsesize bayram ne demek usta?
Yanık türkü çalar şu dertli sazın.
Vatan seni bekler bırakmaz gurbet,
Bazen susar insan.
Yüreği haykırmak istedikçe,
Söylemek istediklerini gömer yüreğine.
Güvenilir bir dost arar gözleri.
Sığınmak ister,
Kendisi gibi bir yaralı yüreğe.
o kadar harika şiirleriniz var ki birine yorum yazsan diğerinin boynu bükük kalır kaleminiz hiç susmasın bizleri bu güzel satırlardan mahrum bırakmasın