Mert Caner Şiirleri - Şair Mert Caner

Mert Caner

Saçlarının renginde buldum yeryüzünü..
Koca bir Dünyayı yeniden yaratıyorum sana dair..
Artık göğsümde hissettiğim nefesimdir denize bıraktığın saçların..
Olur ya, bir gün tütün saramayacak kadar inancımızı yitirirsek,
Ellerimin miracıdır ortası iki yaka okyanus dudakların..

Devamını Oku
Mert Caner

Tanrıyı bu kadar anlamaya çalışmak yerine kadınları biraz anlasaydık, ürkek insanoğlunun karakteri bu denli azalmazdı..
Tanıyabileceğiniz kadar kadın tanıyın, çünkü onlardan öğreneceğimiz çok şey var..

Devamını Oku
Mert Caner

Tanrılar beni dize getirdiği an itıbarıyla;
Bazen nefes veriyor bana.
Ama artık hiçbir şey hissetmiyorum,
Tek bir kelimesine dahi dokunmadım bana bıraktığın bu paradoksun.
Gürültülü gürültülü yaşıyoruz onunla.

Devamını Oku
Mert Caner

Uzun bekleyişler ardından mesafelere haddini bildirmiştim.
Ne de olsa seni bekleyen biri varken, hayatı sessizce yaşayabilirdim.
Josiane ile yeniden aynı havayı ısırmak, bir nebze ciğerlerime dolması gibiydi..
Güneşe kör olduğumuz saatlerde, iliklerime kadar vücudumu yırtan özlem.
Ağır adımlarla huzuru bulmaya yelteniyordu aradıklarımız.
Ne kadar eksik olabilirdik ki?

Devamını Oku
Mert Caner

Yazmak ve yaşamak arasında gidip gelen bir kadın..
Dokunamadıklarıyla dolu hayatı, artık bir nebze yazmaktan geri..
Bir düşünce uğruna bu aciz yaşamı adamayı da düşünmüyor değiliz..
Bazen sigara, bazen kariyer, belki de bir insan..

Şimdi sen ceketini giyersin ya kavga ede ede!

Devamını Oku
Mert Caner

Ben çoktan Karadeniz olmuştum sen giderken, elime yüzünü bulaştırdım..
Gitmek, gitmek ne kolaymış kaçarcasına..
Hiç bilemedim kadın, Ege’den sıyrılırken, seninle nefes alan bu şehirde iki ayrı yaka olacağımızı..
Sensizlik zor; şimdi öğrendim..
Çoktandır nefesin değmedi göğsüme, mutsuzluğa gebe bir beden; boğazın, boğazımın tam ortasında oturur şimdilerde..
Şu Karaköy’e uzanırken soluğum, ağlamaklı, ürkek ve titrek benliğim..

Devamını Oku
Mert Caner

İlk kez sigara yakarcasına bir şehri yaktık dalgalar boyunca..
Bir sahil kasabasında buldum yüzüme düşen parmak uçlarını..
Titriyorduk sabaha karşı, sarılmıştık bir sessizlik uğruna..
Yorgan altında şehirden uzaklaşmayı, okyanusun sırtına yaslanıp uyumak istiyorum seninle..

Orta çağın bütün bahçelerinde koşarken,

Devamını Oku
Mert Caner

Hiçbir mesafe, kendi koyduğumuz mesafe kadar uzak olamaz..

Devamını Oku
Mert Caner

Hüzünden kalanlarla yağdı bu gece kar.
Bir sessizliği var ki şehrin, adım kaybolur gece yarısı..
Çıplak omuzlarının üzerinde bıraktığım bir beden.
Saçlarının arasına düşmüş, tanrı'nın yeryüzündeki yansıması..
Ağlamaya teşne bir kadın, dünyadaki kötülüğü biraz daha arttıran..
Sadece geceleri senin güneşsiz odandan daha hafif.

Devamını Oku
Mert Caner

Sabaha doğmamıza vakit ağlıyordu, saçları görünüyordu parmak uçlarından.. Her yanıdır uzanan güneş, saçaklarından öpüyorum.
Bileklerim mor, uzanıyorum ağırdan bedenine. En ince ayrıntısına kadar nüfuz edercesine..
Güçlü bir kelime vardı; altı heceden öte değildi..

Topraklarından kovulacağımı bilircesine sarılıyordum tanrıya..
Konuşamadığımız vakit, bir ince hüzün..

Devamını Oku