Ne mayınlar döşeli yerlere sığdırılabilirdi aşk,
ne ancak dört duvar arasından görülebilen
voltasız maviliklere…
Sonsuzluğun mahpusunda
taş duvarlarda yankılanıp duracak sanılırken nefesi
Her evin tenceresinde demlenirken dert aşı
Her birinde tuzunu denk getirme telaşı...
Az koyarsan tatsız olur, yiyemezsin bir lokma
Çok koyarsan keskinlikten, yanarsın ki aman ha! ...
Kalemimin ucundan neler dökülmedi öğretmenim? ! ...
Siz öğretmiştiniz titreyen ellerimle tutmayı kalemi
Ve ardından
defterle ilk buluştuğu an, hayatımın ilk çizgilerini çizmeyi…
Korkak, ürkek, heyecandan sarsılan bir bedenle
ilk kelimelerimi yazarak keşfetmeyi…
'Ayrılıklar soğuktur,
üşürsün, sıkı giyin.' derdi annem...
Ben kışlıkları seninle kaldırdım...
Ne olur değişmesin iklim z/amansız...
Ben istemez miyim
dizelerin birini bin
binini bir anlamda baş göz etmeyi...
Rüyaların buzulları eriyor mu ki
ancak güneş parladığında görülen
Ak entari güz yanığında emanet durur...
Er kişi niyetine bellenmiş biri...
Akıl isteyene caka satmışlar...
Telefi zor...
Ne halefinde aklım
ne selef diri...MD
Çıkmaz sokakların kaldırımlarında
Lekesiz ışıltılarla büyürdü umutlar
Ne çıkmazlığı önemli idi yolun
Ne saçakları erimiş kalın perdelerin örttüğü karanlıklar….
Kapıları sokağa açılan evlerin pencere kenarlarında
Engereğin zembereği kilitsiz sandıkta işler.
Fısıltının yankıları beton gerçekleri dişler.
Zemheride beklenir de, baharda vurdu mu ayaz
Ne şaşılık ne şehlalık talihine körlük düşer...
Tut ki zaman gerçekten hırsız...
Tut ki kenetlendiğini sandığın güzellikleri
Koparır ellerinden arsız arsız....
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!