gece yarısıydı aniden uyandım
birdenbire.
terlemiştim korkunç bir rüya görmüştüm
herhalde.
gözlerime inanamıyorum karşımdasın işte.
gözlerinde ki yaşlar niye,
Yüreğimi aldın geri vermedin,
Gözlerimi aldın neden sevmedin,
Bu aşkın sonunu hâzan eyledin,
Hesap ver sevgili, neden terk ettin.
Esir ettin aşkı, tutuyorsun elinde.
Sen öyle san, aşk senin yüreğinde.
Gitmez ki hiçbiryere kapılanmış bir kere.
Boşyere uğraşma o hep senin gönlünde.
Bana ait bir kalp var sen de sevgimle birlikte.
aşkından deli, divane olan şu kalbim,
yine yalnız gecelerde, seni beklemekte.
sevgini her gün daha da hisseder oldum.
özlemin, umutsuzluğumla birleşti kalbimde.
bitmeyen bir sızı var içimde..
sensizlik yüreğimi daraltıyor
yıllara meydan okumuş, rüzgarlarla,
boğuşmuştun.
kara kışlara dayanmış, bir çınar ağacıydın.
asırlarca toprağa, kök salmıştın.
senin heybetin, verdiğin serinliğin,
dört mevsim seni seyreder,
bir orkide gibi, kibar ve narinsin
karşımda.
sevgi dolu yüreğin,
hep çiçekleri hatırlatıyor bana.
çiçekleri sevdiğini biliyorum
her gün yolluyorum sana.
hayallerim nerede, sen nerede.
ben ise, yalnız...ıssız bir çölde.
kurumuş, çatlamış dudaklarımla.
öp beni, susuzluğum gitsin diye.
vazgeçtim herşeyden ömrümce.
bir canım var al,
Elinde ki bakır kapla, sık ağaçların arasında yürüdükçe yürüyordu Hasan. Bir yandan da dağ çileği buldukça topluyordu. Çünkü üvey annesi bakır kap dolmadan gelme demişti. Hasan küçükken annesini kaybetmişti. Düşündüğünde hayallerinin arasına gizlenmiş bir anne görüyordu. Tek aklında kalansa, annesinin hastanede ona son kez sarılışıydı. Bir sürü dağ çileğ toplamıştı ama elinde ki kap bir türlü dolmak bilmiyordu. Belli ki üvey annesi büyük bir kap vermişti. Hasan çok yaramaz bir çocuktu. Devamlı komşulardan gelen şikayetlerden bıkmıştı üvey annesi. Misafirlerinin geleceğini öğrenince Hasan'ı ormana çilek toplamaya yollamıştı. Daha sekiz yaşındaydı ama hareketlerine bakan onun yaşını daha büyük olarak düşünürdü.
Çilek toplaya toplaya o kadar açılmıştı ki farkında değil di Hasan. Elinde ki bakır kaba baktığında, çileklerle dopdolu olduğunu gördü. Birden ayaklarında ki yorgunluğu hissetti. Aslında bütün gün sokaklarda koşturur yorulduğunu anlamazdı.
Önünde ki ağacın yanına çöküverdi. Sırtını ağaca yasladı. Anlamadan uyuyuvermişti.
Hasan upuzun bir yolda yürüyordu. Yolun kenarları hep camdı ve dışarısı görünmüyordu. Canı sıkılmıştı. Yürüdükçe yürüyordu. Eve gitmesi gerektiğini biliyordu. Annesini herzaman yaramazlıklarıyla çok üzmüştü. Aslında üvey annesiydi ama herzaman öz oğlu gibi davranmıştı kendisine. Oysa annesini ne kadar üzdüğünün yeni farkına varıyordu. Gözlerinden sicim gibi yaşlar geliyordu. Aneciğim nerdesin diye bağırıyordu. Üzmeyeceğim anneciğim seni, bir daha hiç üzmeyeceğim.
gözlerimi bir kapasam, kendimi
dağlarda bulsam.
yalnız olsam tek başına, sevginle ve kalbinle.
avazım çıktığı kadar bağırsam,
seni seviyorum diye.
haykırsam, bağırsam, duyursam sesimi
Elin elimde, bir gemi güvertesinde.
Ne yaralar açtın biliyor musun kalbimde.
Seni hissetmek, ne güzel benliğimde.
Kokunu özledim, her geçen günde.
yine sevda ile sitem mayalaması bir ürün olmuş tadından yenemez halde okudukca haz alınan bir sevda şiir daha gönlünde sevgi dolu dost yürekten kutluyorum menekşe hanım
HÜZÜNLÜ SEVDA YÜKLÜ ŞİİRİ YAZAN SEVEN YÜREĞİNİZ USLANMASIN
SELAM VE SAYGILARIMLA
Şiir ve hikaye kitabını büyük bir zevkle okudum.
Yüreğine sağlık