Derslerin hali harap,
Umut yorgun, hedef sarp,
Yine başladı hesap,
Eve dönüş yolunda.
Her akşam aynı mevzu
Kıyıda yüzdüğün bu mevsim var ya
Çok çabuk bitecek, büyüyeceksin.
Her sabah boyunu ölçtüğün günler,
Burnunda tütecek, büyüyeceksin.
Belki bir sınavdan çıkıp hüzünle,
Bir ömür tüketip camın önünde,
Hayatı seyirlik sanıyor perde.
Siniyor yağmurlar göründüğünde,
Rüzgâra ne çabuk kanıyor perde.
Nice hüzünlere aşina, sırdaş,
Kendini bulmak için durmadan yürür insan;
Vardığı her menzilde değişir rüyaları,
Bazen bir asi olur, bazen ölü bir deniz…
İçindeki evrenin kırlarında görür ki,
Karanlıkta korkmadan yanan ateş böceği,
Güvendiği dağlara kar yağınca tükenir.
Baharı anılarda bir mevsim zannederken,
Sanki ilk kez gördüğüm, bir bahardı o akşam.
İçimde buharlaşan düşlerin sıcaklığı,
Başıma ince ince yağan kardı o akşam.
Adına hayat denen tek perdelik oyunda
Yolumuzdan geçmeyen yolcular sıradandır.
Başka gözlerden akan sadece su damlası,
Uzaktan baktığımız acılar sıradandır.
Klavye başında gördüğün rüya,
Rengârenk açılmış kırdı yüzünde.
Onunla çoğalıp azalan dünya,
Sanki dile gelmiş sırdı yüzünde.
Bütün kayıtlardan silinmiş adres,
Derviş sandıklarımız bir bir bezirgân çıktı.
Üzeyir tut elimden sizin ele gidelim.
Cebimizdeki para geçmiyor bu diyarda,
Bu lisan bizim değil, bizim değil bu öfke,
Üzeyir tut elimden sizin ele gidelim.
Aşka düşmek, bir bakışta çıkmaza vurulmakmış,
Gündüz nazlı sevgili, ardında deli gece…
Unut olmaz, ‘gel’ de, gelmez, bir köşede sessizce
Ağla, payına düşen, durmadan ağlamakmış.
Fidanlar susayınca bulutlar görünürmüş,
Kumsalla oynaşan dalgalar gibi,
Gönülde izleri siliyor zaman.
Hiç haber vermeden geçtiği için,
Gülerek affını diliyor zaman.
Leylak mevsiminde tutup elinden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!