Akşamdan sabaha özlüyor olsam da seni
Şu yüreğe taş basmasını öğrendim artık
Öğrendim sevgili yokluğunla yaşamayı
Yaşarken hasretten kavrulmayı
Ve yine de bir pervane gibi ateşe kanat çırpmayı
Öğrettin bana ey sevgili.
Ölü aşıklar mezarlığında;
Dolanır durursun...
Sanırsın ki gündüz gece!
Gecenin içinde bir bilmece,
Nedir diye;
Sorar durursun kendine! ..
Kalem dediğin nedir ki
Ben olmasam sen olmasan kalem neye yarar ki
Var isen yazıyorum
Yok isen yazıyorum
Tekkede derviş gibiyim varlığına yokluğuna yazıyorum
Sonra durlup berraklaşıyorum
Al beni benden git artık
Durma sevgilim git artık
Nasılsa önemsiz seven bir yürek
Çekinme vur da git artık.
Gönlünde değeri yokmuş sevginin
Sen asla bir çiçek olmadın benim için
Zira gönlümde bu kadar yeri işgal edemezdin
Ben senin baharın olsaydım
Anlaşılan o ki sana yetmeyecektim
Dudakların,
Dudakların tabiatdaki binlerce çiçeğin özü taşıyor
Ve Tanrı Adem`le Havva arasında
Düzen kuruyor kainatın en güzel noktasında
Kıskanır olmuş öncesinde yaratılan
Biri seçde etmemiş ademoğluna
Bir yer var adı cennet
Öyle ise uğramak isterim sana
Ve konuşmak isterim birazda
Ve kırmadan seni anlamak isterim
En kırılgan olduğun anlarda
Tutunmak isterim düşüncelerine
Sanıyordum ki hep sen olacaktın yanımda
Sonra bi baktım Sen sanrılar olmuşsun o anda
O anda ağlamak istedim
Ama ağlayacak yaşı geçirmiş bir çocukmuşum oysa
Oysa ki demekten başkaHiç birşey kalmamış yarınlara
Oysa ki hiç beceremem ben felsefe yapmayı
Benim yeteneğim biraz senden
Biraz da yaradandan
Ve işte budur şu an sana yansıyan
Güzelliğin zaman içinde sıkışmış bir resim karesi
Benim sana olan sevgim ise ebedi
İşte bu yüzden yoklardı zaman bizi
Anlamlandırmak istemezken hiç birşeyi
Nitelikli sıfatların ağır yüküyle ezdin bizi



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!