Resmini kaldırıp atmış olsam da çöpe
Aklımda hala senin suretin
Gözlerin gülümsüyordu bana
Ne hazin son oldu böyle bizimkisi
Şimdi içten içe yansam da
Geçmişde esir alınmış mutlu ve güzel günler,
Bugünlere gelir mi?
Çünkü sürülemeyecek gibi izler...
Bir hayalin peşi sıra yürümekden yorulmuş dizler!
Molasız, konaksız yolculuklar yormuş beni derinden,
Yorulduğumun resmidir şu an ve buna istinaden 
Sokaklarda dahi yorgun bedenler varsa benimdir o an!
Çaresiz kalışım sadece şu an ve şu an ayrılığa dairdir yaşanan!
Tükettik ömrümüzü sevip seviliyoruz diye
Ama hepsi bir fiyaskoya dönüşünce
sen gri ve kül rengi bulutların 
öznesinde bir gizsin
ben ki gizine vurgun
özüne küskün
tümcesinde bihaber
bir canım işte
Sonbahar gelince pastırma yazının sıcaklığını
Ve ılık esintilerini hissediyorum tenimde!
Nasılsa bir sarhoşluk hali gibi gelip geçecektir bu mevsimde...
Ve hiç birşey kalıcı değildir nitekim şu mevsim gibi yeryüzünde...
Hanemizden yapraklar döküyoruz ulu bir çınar gibi bu mevsimde...
Çok yakında hiç birşey kalmayacak bizlerden,
Desem ki mevsimlerden sonbahar 
Her zerrem de bir burukluk var
Üstüne üstük bakışlarım bir de seni arar
Kışın ortasında mevsim sonbahar
Yar gönlümde sana hattı hudut mu var
Seni özleyerek çıktığım yollardan 
Pişmanlıkla dönüyorum
Sanma ki yüreğimde hüznü büyütüyorum
Değilmiş saadet hakkım
Anladım ait olduğum yere dönüyorum
Savur saçlarını bir sonbahar rüzğarında
Kavrulsun yüreğim o akşamda
O saçlar sararsın solsun o akşamın sonunda
Tükendi ömrüm farkında mısın?
O saçlarını gördüğüm anda
Bir taraf seç ben olayım desemde
Yalan söylüyor dilim
Seçsende seçmesende
Ben yitirdin kendimi
Gönlünün vazgeçtiği yerde
Artık dönsende bir dönmesende
Şimdi sen bunları söylüyorsun ya; 
Söylenmeyecek sözler kalacak içimde!
Beyazla siyahın zıtlığında,
Öfkenin en kırılgan anında,
Suskunluğum haykırışa dönüştüğü anda;
Buz kesecek beni taşıyan şu yüreğin! ! !




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!