Dil vardır bizde, acısına lal olmuş susar
Geceler feryadı göğsünde, arşı titretir ağlar
Elinde su testisini kıran, yüzü kirli densiz
Bak ki, dönüp ecdada bühtan eder edebsiz
Üç kıtaya koşanlar, bir vatan parçası daha kurtulsun diye
Can verir can üstüne, şanı yüce Allah'ın davası yükselsin diye
Kimide oturmuş leblebi dizerken, rakısı boğazından akarken
Hainlik semirir, ihanet yer sofrasında, evladım düşerken
İmtihanı beddua sanma, vesvese yapma
Elhamdülillah de, elin aç sonsuz mevlaya
Günler ağır gelirdi, hep bir hüzün
Yaz da ne ki? Mevsimler daim güzün
Bana da birgün, güler mi o yüzün?
Diye düşünürmüş, her daim evlat.
Suratında tebessüm nadiren ancak
Bilmezsin dikeni batanın, yüreğini yakan gül olduğunu
Güller solunca anlıyor insan, dikenin nimet olduğunu
Gelir gelir, hayrıyla hasenatıyla
Kalır gitmez, kalmaz işi gayrıyla
Bilseydi insan hakikat, ölümün dirilişinde
İmtihanın sırrı Rabbi idrak, can ile gönülde
Ah! Şu duvarların bir dili olsa
Ah! Bir anlatsın, taş dersin oysa
Kimsenin bilmediği yokluğunu sana
Her cuma uyanınca, yanağın yanağımda
Sevda desen, değil çok yukarıda
Gelip geçer herşey, hepsi bir basit rüya
Dünya, göz açıp kapamak gibi bir hülya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!