Tarifsiz
Çok güzelsin demek ne kadar adi ve basit
Bir cümledir benim dimağımda bilsen
Sen Çukurova’yı bilsen
TARUMAR
senin olmadığın şehir yağmalanmalı
taş üstünde taş, ayak basmadığın her yer
yıldırımlarla, tufanlarla yerle yeksan olmalı
ama gözlerinde ben dışında bir renk varsa
şu daracık göğüs kafesimde
bir çiçek büyütsem
gözlerimden filiz verse
dilimden tadı dize dize
dökülse kağıtlara
okuyan "gül" dese
Ağla/ma/ya/cağım
kan damlıyor gözlerimden, kurudu gözyaşlarım
ağlamak güzel şey de böyle kanlı kanlı olmuyor
AGUSTOS RÜZGARI
Gül dalında son yazdığım nameler açar gönül ayında.
Baharı beklemez tomurcuklarım açar dize dize.
Ağustos harında yanan bir ben miyim?
Ah bu hasret,
İçimde köklü bir hasret
Kaç asırlık bir bekleyişe denk
Bedenime mahkûm aciz ruhum var
Ah bu hasret,
Ve mahrum kalmış, anlık olsa da
dalgaları seversin
gün batımını
martıları
kış hüzünlüdür hep
yaz en güzel yüzü
bu gece ay bile mecnun
bilinmez bir vakte giriyorken
yıldızları duymaz olmuş
ah be Nurten, bu gidişler neden?
Akşam olurken
sahilde bir atlı
Elinde gençliğim
O giderken
Maviden yana solan gözyaşlarımla
Parlar kızıllığım
kapısına dek uzanır iniltilerim
sebepsiz değildir bu çilelerim
huysuz ve isterik aşk nöbetlerim
sensiz akşamların kahrındandır




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!