sol, üst köşede bir güneş
sağ, alt köşede iki pencereli bir ev
kağıdın ortalarında üç beş ağaç
iki büyük iki küçük insan
sanki yemyeşil deniz, çayırlık
üst taraf masmavi bir sonsuzluk
Huysuz bir rüya gibi işler geceme yokluğun
Zaman çalınmış, ben öylece boşlukta
Hesabı tutulur benim adıma bir dakikanın
Yokluğun her an çarpar durur zembereğimde
Koynuna dizilmiş gibi her gülüşüm geçmişten kalma
Ruhsatsız bir sevgi kaldı üstümde
Hükümsüzlük sunuyor adeta geleceğime
Kaybolmuşların adına yazıyorum
Bu serseriliği
Tanımlanamayan bir eda ile
Kısadır aslında rüyalar
Kiminde üşürüz usul usul
Kiminde de bir peri dokunuşu
Ama hepsinde de
Farkına varmadan uyanırız
Şafakta güneşe selam çakarız
Göğe uzansam
Yedi katı bir bir aşsam
Bir kuyruklu yıldızın peşinde
Kainatı arşınlasam
Diye, diye sonsuzluğu yudumlasam
Sonra sıcacık bir koyunda
Rüya denizinin kırk katlı gemisindeyim
Her gece bir sevdaya sefer etmekteyim
Dalgalarla yıldızları bir görmekteyim
Başımı çevirsem göğe dalgalanırım
Denizden yıldızları toplamaktayım
Rüya Şehir
vakitlerden İstanbul, günlerden Beyazıt
anı yaşadığım dakikalar Sultan Ahmet
sıcacık bir yudumun keyfinde boğazı seyret
Aşk budur inan gerisi çok eski rivayet
Hepsi bir rüyaydı
Karanlığın içinde yıldız yıldız
Gündüzler kısa
Ayrılık en uzun saatlerdi
Zaman bir zehir
yaz zamanı bir rüyaydın
hafiften bir meltem gibi
tuzlu tenimde gezerdin
gözlerin ve deniz
en masum maviydi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!