gün doğarken ötelerden
hangi yolları sana aşırmalı?
ve bir selam vermeyi dilerken
her defasında yollarım çıkmazlarda
gönül dediğim içimde bir yerlerden
sevdayı sana nasıl duyurmalı?
İnce bir sızım var diyemediğim
Güneşe dönüp yüzümü
Dertlerimi ufka bağırıp
Söyleyemediğim
Ve naçar dolaştım gecenin ıssızlığında
Ne demeli bu işe
Kırlangıç türküleri söylenir uzak diyarlarda
Mevsim hep yaz mavi göğün altında
Kurulur en güzel şenlikler şehir şehir
Mutluluk sonsuz bir haz mavi göğün altında
Ve biz o diyarların sonsuz rüyasında
Çırpınır dururuz başka başka kucaklarda
Işık sızmayan iki kanatlı pencerelerde
kapısına kedilerin gelmediği
saçaklarına serçelerin konmadığı
yani senin öylece bırakıp gittiğin evde
ben yangınları kapalı kapılar ardında
yaşıyorum dünyalık ne varsa
zamanı gelmişse bir ayrılığın
kitaplar dolusu çare aramak
neye yarar
faydası yoksa bir sevdanın
kadehler dolusu aşk şarabını içmek
ay damlar her gece avuçlarıma
gök gerinir, deniz hiddetlenir
bir kıskançlık ki hiç sorma
sonra yıldızlar, mehtap ve yakamozlar
her biri bir bir dizilir şiirlerime
ve ben üşenmeden yine seni yazarım
gel gör ki bu sabah da bir korkuyla uyandım
günlerden cumartesi
aylardan nisan
bahar her yan
yine kan ter içinde uyandım
Nisan Zamanı
Deniz gören bir mekanın
Tahta masalarından birinde
Dirseklerim dayalı avuçlarımda başım
Kahırdan uzak yakıyorum sigaramı
Gün sızmasın
Perdelerim aralanmasın
Bekleyişler
Dileyişler
Ve sonsuz özlem
İçimden sızıp
Öğretmenim
Yurdumun gençlik harmanında
Geleceğin mimarıyım ben.
Sonsuzum ben, ufuklar ötesi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!