Mehmet Macit Şiirleri - Şair Mehmet Macit

derinden yağ kokusu.
isli bir duman, titreme nöbetinde.
idare lambasındaki zayıf ışık,
avlu sakinlerinin, parlayan yıldızıydı.
siyah gölgeler yerlerini almış,
çoklu dansta figüranlar hazırdı.

Bir oyun oynanmakta, oyunu kimler yazar?
İmralı da baş aktör, A.B.D kuyu kazar.
Suriye çarşısında, kuruldu ortak pazar.
Kirli savaşın sonu, sakın olmasın mezar.
Sen ki oyunu sezdin, uyan artık koca Türk.

Islak saçlar dağılmış, sevgilimin yüzünde.
Aşk dolu bakışlarım, siyah renkli gözünde.
Mest eylerdi gönlümü, sevgi dolu sözünde.
Hazların en güzeli, dokunan ellerimde.

Yürüdükçe parklarda, ikimiz bir bedende.

istanbul’dayım,
yeşilköy’de,
kuşların limanında!
günlerce izledim gürültü dolu uçuşları,
göçmen kuşları.
süzülürler peş peşe,

Düşünme boşuna olacak olur.
Dermansız dertleri çeken yorulur.
Aşk yarası zordur, mezarı bulur.
Ha! Bir yaprak düşmüş, ha! Bir can gitmiş.

Kuşlar göçe başlar, üzülür bağlar.

Güzellik kalır sanma, yaş gidince bulamazsın.
Bir başkası alır sanma, isteyince bulamazsın.
İlkbahara gelir sanma, kar düşünce bulamazsın.
Seven gönlü viran ettin, arasan da bulamazsın.

Mehmet Macit

karanlığın içine yansır dolunay ışıkları.
huzmeler süzülür,
yaprakların arasından.
siyah gelinliğin desenlerine karışır,
güzelliğin.
buram, buram aşk, yayılır sessizliğe.

Ölümsüz aşkı çok aradı gönlüm, insafsız yılların peşine düştü.
Açmazların içinde kalan gönlüm, vefasız bir aşkın eline düştü.
Mum ışığında umuda koşan gönlüm, karanlıkların pençesine düştü.
Hayal dünyasında mutluydu gönlüm, acımasız aşkın derdine düştü.

‘’Korkuyorsan bu aşktan, kalbinde saklı kalsın.
Seni bu hale koyan, bir ömür ahın alsın’’
Mehmet Macit

suların dingin sesi,
gece esintilerinde oynaşan yaprakların melodisi,

‘’Üstün cesaret ödülü’’ Yahudi bize taktı.
Dünya’nın her yerinden parlak övgüler aktı.
Davos şehrinde Bey’im, Peres’e fena çaktı.
İsrail’i dövmeyi tattık elhamdülillah!

Asya’da, Afrika’da Müslüman zulüm çeker.