İkisi de aynı gün, aynı anda öldüler
Aynı kentte, gömütte, aynı gün gömüldüler
Biri yüz yıl yaşadı, zevk ü sefa içinde
Biri kırkında göçtü, cevr ü cefa içinde
pazartesi
dün yani
öğleden sonra
evde canım sıkıldı biraz
biraz dedimse az buz değil hani
fıttıracaktım az daha
Sen ki,
çocukluğumun yağmur gözlü prensesi
Gençliğimin erişilmez ecesi
anı defterimin sayfalarında sabırla soldurduğum
Papatyam, sümbülüm, gülüm
Bitimsiz gecelerde, içiyor içiyorum
Sarhoş olup kendimden, geçiyor geçiyorum
Hayat seninle güzel, yaşamaktansa sensiz
Mecnun olup ölmeyi, seçiyor seçiyorum
İsterse batsın dünya
İsterse doğmasın güneş
İsterse çığ düşsün
Yıldırımlar düşsün tepeme
Umurumdaydı sanki
Masum ve günahkâr: iki kelime
Kıssadan hissedir akl-ı selime
Bilmem ki nereye bu hazin gidiş
Ağlarım sessizce kendi halime
Binlerce sisli anı, yaşar beynimde yorgun
Yalnızlığımın hüznü, mutlu bu mutsuz canda
Hayallerim kaskatı, ıslak koynunda morgun
Yatar sevdana muhtaç, sensiz bu sonsuz handa
Görmedim ömrümde bir aşk-ı vefa
Yaşanan sevdalar bir cevr ü cefa
Gün gelir uslanır her ehl-i safa
En katı vicdanlar dizilir safa
Senin de yüreğin figan eyliyor
Dilersen sevgilim, sözler konuşsun
Diyorsan dilimiz yalan söylüyor
Susalım sevgilim, gözler konuşsun
Kalbimi dinliyorum:
Tik tak, tik tak; Oh, ne hoş
Ah edip inliyorum,
Çünkü sensiz içi boş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!