söner ışıklar
şehir terkedilir gece yarısı
kayıp ruhlar devriyeye çıkar
bir şarkı söyler sokak çocukları
köpek ulumaları, sirenler
caddelerde küskün ay sarısı
yüzyıllık bir şarkıda gözlerim..
karalar bağlamışım oğullarıma
ayinler düzenlemişim ateş ile.
güneşe selam verip aya bulaşmışım
yıldızları toplamışım dağlardan...
Ağustos, durmadan kelimeler ekler
yasaklar sözlüğüme.
kanımı damlatır her seferinde..
ömrümün yaşam destek ünitesi
ve benim karanlık sevilerim.
Bir zamanlar dolunaya büyürdü gözlerim
Gördüğüm suret kehanetleşirdi
Aşkı düşlerdim, her yer buza keserdi.
Donuklaşırdı an, sımsıcak sular akardı,
Mazinin çılgınlığıyla donuk kalbine.
aşk ve sigara
varlığı da bela yokluğu da...
duman sarar yalnızlığı
camlarda raks eden aldanış
bu ne hırs bu ne yanış...
ve mağrur dağ hüznü
her biri farklı bir evrendi gözümde
kimisi koyu sarı; kimisi çelik.
bense onların gözünde hep aynıydım,
kimi zaman aşk döner tepesinde
kimi zaman delilik.
Bir mesihi daha taşır mı yer
Yoksa çarmıhlar mıyız onu yine
Köküne kadar, şahdamarımıza denk
Boğulduğumuz bu yalan çamurunda.
Ki en son biz, ibrahim’in ateşiydik
İlk, baba gemimizin kaçak delicileri.
bir eski zamanda
kırılmış aynalarda kırgın
yüreklerin seyri.
dolambaçlı sevilerin onur kalelerinde
varoluşun savaşını izliyorsunuz şimdi.
Bir düşten düştüm
sırtımda uysal dağ.
elimde yangın kömürü,
aşkı resmediyordum.
ayağı takılıp düşüyordu bir çocuk
ne zor ne zor şiir yazmak
acıların sara nöbetleri bitiminde.
kristal parmaklıkların ardında yürek
gün ışığı vampir gibi çekmekte karanlığı
yine de bitmiyor sarsıntıları kalemin
ve ne zor ne zor şiir yazmak..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!