Fettan bakışınla,can yakıyorsun,
Beni benle mahzun bırakıyorsun,
Baharın gülünde,sen kokuyorsun,
Beni benle mahzun,bırakıyorsun
Keremin yandığı,ateşe düştüm,
Baharım ol,çiçeğim ol,dalım ol
Gir gönlüme,peteğimde balım ol
İmzanı kalbime at helalim ol
Gülistanım,gülzarım,gülşenim ol
Gel güzelim,gel sevgilim benim ol
Aşabilsem yüce dağlar ardına
Varabilsem o güzelin yurduna
Derman olsam yavru ceylan derdine
Siyah zülfe mor sünbülü takmazmı?
Çıkıp Çıkıp yollarıma bakmazmı?
Esip, yağıp, gürleyip bir bahar olmak varmış,
Bülbülü rakip deyip ahûzar olmak varmış.
Gecem yok, gündüzüm yok, bir kimseye sözüm yok,
Başkasında gözüm yok, yara yar olmak varmış.
Serde delikanlılık, gönülde aptal gençlik,
Karnım aç, nefis kâfir, hava soğuk, cep delik,
Nisan ayı, nisan ayı! Bu seninki kahpelik,
Ne evinde, ne barkındayım,
İnsem yokuş aşağı, Gülhane Parkı’ndayım.
Bu kadar onurlu olur bir ölüm,
Mezopotamya'nın en son kralı!
Babil bahçesinden kan damlar gülüm;
Anaların yürekleri yaralı...
Hülagü'den sonra en kanlı kavga!
Bana mı yarattın dünyayı Tanrım?
Denizi, güneşi, bu dağı, taşı.
Sen çok seviyorsun beni sanırım,
Neden zahmet ettin bunca uğraşı?
Yarattın firdevsi, gül bahçesini,
Bir eylül akşamı karşılaşmıştık;
Öylece göz göze durup bakıştık,
Bana son, sana ilk duygu bu artık,
Gönlümü bir olmaz hayale saldın,
Ben mi erken geldim,sen mi geç kaldın?
Eğrilmiş nasırlı,parmaklarınla;
Damlarsın gözümden,anneciğim sen.
Öpüver o çatlak dudaklarınla,
Oğlunun yüzünden,anneciğim sen.
Öğrettin hayatı,doğru koş diye;
Yeşil, pembe, mor, sarı Ada’nın sonbaharı,
Kızlar altın sarısı boyamış ayvaları.
Kavağın yaprakları tiril tiril rüzgarda,
Bir tatlı hülya kurar Sakarya sonbaharda...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!