Yangına attın beni,durup seyrediyorsun,
Öksüz bir çocuk gibi,bırakıp gidiyorsun,
Bak başının derdine,duramam ki duyorsun;
Öksüz bir çocuk gibi,bırakıp gidiyorsun
Çok ağır geldi sevdan,bu yükü taşıyamam,
Dağ başına kara kıldan çadırı
Tek başıma kuracağım bir zaman
Hiç kalmasın bir kimsenin hatırı
Tenhalarda duracağım bir zaman
Ne sevgili,ne arkadaş,ne dostu
Bir Akdeniz akşamı,sana benziyor ancak.
O senden daha hırçın,sen ondanda coşkulu...
Bir Akdeniz akşamı,senden daha az sıcak;
Yakıyor boğuluyorsun,ey Akdeniz kokulu...
Akdeniz rüzgarında,saçların dalgalanır;
Ömrünce bir bakışa yandı yakıldı gönül
O güzel gözlerinde hapsoldu kaldı gönül
Dert gördü,çile çekti,feyzini aldı gönül
O güzel gözlerinde hapsoldu kaldı gönül
Cenneti yaşar ömrüm öyle memnun yerinden
Obez de sayılır,iyice şişman,
Kocaman göbekli,koca gövdeli.
Yalana dolana nefrete düşman,
Gökler kadar gönül öylede deli...
Yüreği sevgiden olmuş bin pare,
Sorma gülüm ben nerdeyim?
Dağ başında bir yerdeyim,
Altım çamur,üstüm yağmur;
Bir karanlık siperdeyim...
Bala ben Ankaralıyam,
'ne aşk derdi,ne sevda,ne yoksulluk,ne geçim; Her şehidin peşinden,içim yanıyor içim'
Islanmış gözlerin,çok özlüyorsun,
Dalıp uzaklara yol gözlüyorsun.
Askere gidenler,gelir diyorsun,
Kimse öldüğüme,inanmaz anne!
Bir acem aşiran fasıldı ömrüm.
Gençliğim arabesk fantazi geçti.
Bilirsin ey dostum, nasıldı ömrüm,
Hüseynî makamı arkadaş seçti.
Bazen hüzzam, hicaz, bazen rast oldu,
Yaşayamam sevgisiz, canım hep yansa yine,
Vazgeçemem aşkından, gönül aldansa yine.
Beklerim bir ömürdür, belki sever diyerek,
Teselli bulur kalbim, aldanıp kansa yine...
Aldatmadım kimseyi, ben aldandım güzelim,
Haz çiçeklerini gönlüme yayıp,
Ya serseri ya da aşık olsaydım.
Bir lokma,bir hırka yeterli deyip,
Ya serseri,ya da aşık olsaydım
Her gün bir sevgili,bir yar peşinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!