Acılarım,sıkıntılarım,
Ayrılmadılar benden bir an,
Oldular benim dostlarım,
Bırakmadılar beni hiçbir zaman.
Duyamadım annemin sıcak sesini,
Bir gelen var ta uzaklardan,
Boz tüylü,boz yeleli.
Bu galiba yaşlı bir aslan,
Gelişinden belli.
Sayılmaz artık bu aslan delikanlı,
Rüzgâr içiyorum,
Damla damla,
Doya doya...
Ve kendimden geçiyorum,
Kanatlanıp uçuyorum.
Şu dünyada hiç görmedim ben güleni
Şair ağlar,şiir ağlar,analar ağlar…
Gördükçe körpe fidan iken öleni,
Gül ağlar,bülbül ağlar,sunalar ağlar!
Ayırdılar bülbülü gonca gülünden
Barış için azimli ve kararlı ol.
Kanı su ile yuyarlar; yumazlar kan ile.
Çalışma ile bulunur doğru yol,
Olur ilerleme bilim ile fen ile...
Yeter,dursun artık bu akan kan!
Bir ak kuş kanatlandı Adevviye'den,
Kar taneleri gibi hafif,kanadı yeşil.
Bir kuş uçtu ak meydandan,
Kırmızı akıyor mavi Nil.
Rahat oturun siz evinizde,
sarmış bütün vücudunu kablolar,
Elde telefon,diğer ucunda sevgili var.
Hayalinde sevgiliye ait resimler,tablolar...
Sözlerin verildiği,yeminlerin edildiği andı.
Okşuyordu ipek saçlarını tatlı tatlı bir rüzgâr,
Devlet işi ne bir yoz ilişki ne bir oyun,
Sorulur, Fırat boyunda kaybolsa bir koyun.
Yok hiç Korku; hakimin huzuruna varınca;
Alır hakkını yerde gezen kara karınca…
Haksızlık yapılmaz adil devlette kimseye,
Biz sevincin de gamın da âlâsın görmüşüz,
Dostun da düşmanın da belasını görmüşüz.
En yakından almışız mutluluğun tadını,
En yakından duymuşuz kötü sözün adını.
Nasibinde yoksa eğer bir insanın edep,
Bu ulu ağaçların kolları şaha kalkıyor,
Kökleri yerde başları Allah'a kalkıyor.
Semaya açılmış elleri,padişaha kalkıyor,
Tesbih ediyorlar Allah'ı hal diliyle.
Yel geçer daim,dallarının arasından,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!