Kapılar ve Duvarlar
Karşılaşmayalım günün birinde.
İkimiz zamanın ayrı yerinde.
Sen hep ileri bak ben de hep geri.
Bir ömür kanasın açtığın yaran.
Karanlık… Kulları korkutan yüce…
Bir belirsizliğe gebedir gece,
Sadece efkâr doğurur.
Kara ceketini giyince gökler,
Gittikçe devleşir, büyür gölgeler.
Engin sahillerde uyurken deniz,
Körebe oynarız sis çökende biz.
Arkama saklanır dağlar.
Tomurcuk bir güle gülerim büyür.
Doğayı içimde belerim büyür.
Yıldızlar aklımı baştan alırlar.
Giyince, tutkuyla benim olurlar,
Geceler siyahî geceliğini.
Gece şairlerin alın yazısı.
Mevduat hesabı tutar bazısı.
Bilmem ben ağdalı kelimeleri.
Bekleme bir veda ve dönme geri.
Yok o bağlılıklar, bak artık hürsün.
Her ne kadar hüzne layık olsan da
Umduğun karşına çıksın bir anda,
İçimde ölmüş bir kaptan var yatan.
Ruhum maviliğe bu yüzden vurgun.
Sularda hayatın nabzıdır atan.
Dalgalar hırçındır, gemiler yorgun.
Hırs, tamah, hınç, umut, irade, kader...
Bir gün yüreğinde aşk tükendi mi,
Darılır giderim haberin olmaz.
Ben sana kızamam, kendi kendimi
Paralar giderim haberin olmaz.
Sanma ki ederim veda, hal hatır.
Kader kaleminin bir silgisi yok.
Yok işte, benimle hiç ilgisi yok.
Bir yabancı gibi geçmiş.
Geçmişte kalan bir geçmiş.
Böyle apansızın böyle peyder pey
Bu, senli anların kalan son demi…
Dönüşü yok, gidiyorsun öyle mi?
Sen şimdi yolcusun, peki ben neyim?
Ne kalır bağlayan buraya beni?
Çevirme ne olur geriye beni!
Alevli bir oka benzet kaşını,
Kor kor yüreğimi dağla giderken.
Yalnız kendin için dökme yaşını.
Sen, benim için de ağla giderken.
Hani sen yoksun ya her şey vesair,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!