nefesin saklı kaldı bende
bir de busen dudaklarımda
yanıbaşındaymışım gibi
sanırsın sarmaşığız inadına
inadına uzanırız dallara
senı sevmekle basladı hersey
kapıyı actıgın gun bana
bır ankara kasımında
ıcımde bır ılıklık yuruyuverdı
gozlerının ıcı gulmek tabırı
sankı senın gozlerın için söylenmişti
sensızım,
bosuna yagiyor yagmur
ıslanmayacagiz ki
bosuna akiyor nehir
yuzmeyecegiz ki
bir mutsuzluk akiyor bızden
çürümek toprağın bedeninde
bir ölüye mahsustur
yoksa yakışmaz bir insana
çürütmek yasarken fikrini, bedenini
bebeğim bilmez düşmeyi,
koşar uçurumlara
bebeğim bilmez ateşi
düşer yangınlara
tay tay bebeğim
kır çiçeklerinin arasında eğleşen
ağustos böceğinin kanatlarına binip
dolaşalım papatya demetlerinde sevdiğim,
laleye uğrayalım ilkin,
kahvaltıyı gülbahçede yapar,
sünbülde ikindi çayımızı yudumlar,
mesut ülkemin yılmaz evlatları,
güneş taa-nerelerden doğuyor bilinmez
korkmaz, yiğitlerim zalim düşmandan
türk’e ticaret gerektir bilesin her an
demir eller üstünde yıkılmazdı mabedin,
dağlarla rakseden bulutlar da arayın beni,
yayıkların köpüklerinde coşkunluğumu,
ya da uçsuz bucaksız platolarda hırçınlığımı,
neslimi soracak olursanız,
torosların asi çocuklarıydı kardeşlerim,
henüz, yatuk olmamıştı soyumuz,
neşeyi unutalı aylar oldu,
kederin müptelasıyım hayli zamandır,
gönlüm virane, ruhum haraptır,
köşesiz odalarda çektiğim, hep ızdıraptır.
aklımı devşiren kadın,
karabiberin acısı kıvamında sevdim seni
girdaplara, fırtınalara aldırmadan
bunca yıl seni benden ırakta kılan
iradene sarılarak düştüm yollara
ne rüzgar, ne sel, ne de kum fırtınası
döndürür beni yolumdan nafile
Merhaba,
İnternette dolaşırken rahmetli Hikmet ağabeyim ile ilgili yazdığınız şiiri okuyup duygulandım. Sizinle mesajlaşmak isterim.
Fahrettin Kurşunoğlu