Sırtımı., sarayın bir kale gibi yüksek duvarına dayayıp önce Marmara denizinin, Boğaziçi ve Haliç sularıyla kucaklaşmasını seyre daldım,
Sarayburnu’nun şiddetli akıntılarına duygularımı karıştırarak., ‘bu şehri böylesine çarpıcı bir güzelliğe kavuşturan, tepeden tırnağa giyindiği bu mavi giysi mi’ diye düşündüm...
Ve sonra Sirkeci garında noktalanacak., makaslarla birleşip-ayrılan yüzlerce ray hattına kapıldım...
Ray hatları ., bütün fay hatlarının üstünde., çelikten bir kelepçe gibi parlamak için güneşin üstlerine ışık olup düşmesini bile beklemeden,
bu şehri dünyanın görünmeyen merkezine yapıştırıyorlardı sanki...
Bir inadım kaldı eskiyip değişmeyen,
Bir de kahrolası gururum.
Kelepir bir hayatla, ucube bir dünya arasında
Gidip gelen eski bir taka misali yaşarım, yaşamaksa
Zaten karanlık geceler misâli bahtım
Devamını Oku
Bir de kahrolası gururum.
Kelepir bir hayatla, ucube bir dünya arasında
Gidip gelen eski bir taka misali yaşarım, yaşamaksa
Zaten karanlık geceler misâli bahtım
İstanbul'un ahvali ,dün ve bugünler arasında gelgitler umud da var.Kutluyorum Sn:Çeştepe
Saygılarımla
İstanbul'u gezdim karış karış.. elimde şiir... yüreğimde hüzün bulutu...
mavi ve kırmızı... en çok aşka ve umuda yakışıyor... bu hüzün renginde ki şiir aşkın izinde giden yorgun bir gemi gibi...
geçip giden sadece zaman... anılarsa her daim taze.
harikydı..
tebriklerimle..
,
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta