İSTİKLAL MARŞI
(Durumdan Vazife)
İstiklal Marşı’mızın bestesinin yeniden düzenlenmesi hakkında bir görüş
Son günlerde gündem saptırmak amaçlı olduğuna inandığım “İstiklal Marşı” tartışmalarına alet olmak istememekle birlikte tarafımı ve görüşümü bildirmek zorunda olduğumu düşünüyorum. Sanırım buna “Durumdan vazife çıkartmak” diyorlar. Bu konuda daha önceleri de bazı şiir yorumlarımda ve makalelerde yazmış ve söylemiştim. Okuyanlar ve takip edenler neler yazacağımı bilirler.
İstiklal Marşı Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük kahramanlığının, dünyaya yön veren bir milletin esaretten kurtularak bağımsızlığa, aydınlanmaya yönelmesinin ve insan odaklı yeni bir düzen kurmasının, kutsal ve büyük bir başarı öyküsünün şiirsel ifadesidir.
İstiklal Marşı Mehmed Akif ERSOY tarafından yazılarak 12 Mart 1921 Tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okunarak ayakta alkışlanıp oy birliği ile kabul edilmiştir. Yarışma ödülü olan 500 TL. Mehmed Akif ERSOY tarafından kabul edilmemiş, hastanede yatmakta olan gazilerimize bağışlanmıştır.
Beste çalışmalarında ise ilk 6 yıl Ali Rifat ÇAĞATAY’ın Türk Sanat Müziği ile bestelenen eseri okunmuştur. Bu eserin marş niteliğinden çok sanatsal ögelerinin önde olması ve diğer bazı gerekçelerle yeniden bestelenmesi istenmiştir. 1930 yılında Osman Zeki ÜNGÖR tarafından yeniden bestelenerek bugünkü okuduğumuz şekilde okunmaya başlanmıştır.
Şimdi olayın özüne girelim. Öncelikle sizlere iki tanım yapmalıyım:
Marş Nedir? Kuvvetli ve düzenli bir ritme sahip, genellikle uygun adım yürüyüşler için yazılan ve askeri bandolarda çalınan bir müzik eseridir. Milli marş ise bir ülkenin tarihini, yurt ve bayrak sevgisini, özgürlük ve bağımsızlık tutkusunu, milli ve manevi değerlerini gelecek nesillere taşımasını sağlayan marştır.
Prozodi nedir? Hece vurgularının müzik vurgu ve yükselişleriyle uyumlu olması ve bu kuralların bütününe Prozodi denir. Şair arkadaşlarıma ve özellikle yeni şiire başlayanlara en önemli tavsiyelerimden biri özellikle hece şiirlerinde durak olması hakkında idi. Okunurken nefes almak, bir önceki okunanı sindirmek ve anlamını dinleyene düşündürmek, beste yapılırsa da besteciye kolaylık ve yol gösterici olması ve bestede prozodi hatalarına yer vermemek gibi birçok açıdan şiirde durak çok önemli bir kavramdır.
Toplam 9 dörtlük ve bir bent’ten, 101 mısradan oluşan İstiklal Marşı bir Milli marşta olması gereken bütün özellikleri içermekte, sanatsal açıdan son derece yüksek bir yapıda olup her mısrasında sayfalar dolusu yorum yapılabilecek bir eserdir. Güftecisi olan Mehmed Akif ERSOY hem milli, hem dini yönleri kuvvetli, vatan ve bayrak aşkıyla dolu, göğsü imanlı ve devrinin en iyi şairleri arasındadır. Kurtuluş Savaşı’mızın hemen sonrasında henüz savaşın yaraları sarılırken, acıları tazeyken ve yepyeni, aydınlık ve tam bağımsız bir ülke kurulmasının hemen sonrasında yazılmış olması İstiklal Marşı şairimizin duygularının zirvede olmasının nedenidir. Daha önce birçok kez yazdığım gibi duygu ile yapılan bütün eserler değerlidir ve kalıcıdır. Marştaki sert sessiz harflerin çokluğu, keskin ve net söylemler ise marşın gönüllere ve ruhlara hitap eden, okuyanları ve dinleyenleri coşturan en son tamamlayıcı unsurlarıdır.
İstiklal Marşımızın ilk dörtlüğünün beste ile okunması halinde duraklara göz atalım:
….
“Korkma sönmez bu şafak-
larda yüzen al sancak
/Sönmeden yurdumun üstünde
tüten en son ocak /O be-
nim milletimin
yıldızıdır parlayacak /O benim-
dir o benim milletimindir ancak."
….
Burada açıkça beste ile güftenin uyumsuzluğu (Prozodi hataları) meydana çıkmaktadır. Güftenin durakları ve hatta heceleri bestenin bölümleri ile bütünleşmemektedir. Güftenin sözcükleri bölünmüş, (/) işareti ile belirttiğim mısra başları ise kaybolup gitmiştir. Bunun nedenleri 14 ve 15 heceden oluşan güftede durakların olmayışı ve bestenin de değişik hece sayılarından oluşan bölümler halinde yapılmasıdır.
Bestedeki bölümler 7+7+9+8+5+11+11 heceli olarak yapılmış, ne var ki güftedeki sözcükler ve mısralar parçalanmıştır. Güftede ise anlam bütünlüğü ile sözcüklerin şiirsel dil ve ifadeleri ön plana alındığından duraklara yer verilmemiştir.
Günümüzde besteciler söz yazarları veya güfte sahiplerinden gerektiğinde güftedeki sözcüklerde değişiklik yapma izni isterler. Bunun nedeni işte bu prozodi hatalarına yer vermemek ve beste ile güftenin sanatsal uyumunu sağlamak düşüncesidir. Böyle bir imkan bulunsa ve güftede (anlamını bozmayacak şekilde) değişiklik yapılarak aynı beste uygulansa nasıl olurdu?
Örneğin:
…..
“Korkma bu şafaklarda
sönmez yüzen al sancak
/Sönmeden yurdumun üstünde
tüten en son ocak /Bizim
milletimizin
yıldızıdır parlayacak /Benimdir
o benim milletimindir ancak."
…….
Bu değişiklikle Mehmed Akif ERSOY’un aziz ruhuna ve yazdığı mükemmel İstiklal Marşı’na asla saygısızlık etmek istemem, haddime de değildir. Böylesi düzeltme ve değişiklik önerilerini sadece yeni şiire başlayanlara ve son kararı kendisine bırakarak yaptım şimdiye kadar. Asla eserini küçük ve değersiz görmeden, saygı duyduğumu da belirterek önerdim. Bu yazdığım da sadece bir öneridir.
Böyle veya daha güzel bir öneri olursa İstiklal Marşı’mızın beste ile uyumsuzluğu ve bazı prozodi hataları giderilmiş olmakta ancak 91 yıldır aynı şekilde okunan, okuyana ve dinleyene coşku ve gurur veren, kanını ısıtarak milli benliğini bulmasını sağlayan Milli Marşımızın bestesinin de en az sözleri kadar mükemmel olduğunu belirtmek istiyorum.
Son zamanlarda ortaya çıkan, Türk Sanat Müziği tarzında, ilahi formunda yapılan ve ayağa kalkmadan okudukları beste ise hiçbir açıdan değeri olmayan, marş niteliğinden uzak, daha fazla prozodi hatası ve uyumsuzluk içeren ve dinleyene coşku ve milli duygular yerine tembellik, ruhsal sıkıntı ve ümitsizlik veren, güfte ile son derece uyumsuz olduğunu belirtmek istiyorum.
Ülkemizin acilen çözülmesi gereken sıkıntılarını, silahlı ve silahsız terör (gıda terörü), iç barış, ekonomi, uluslar arası ilişkiler, çalışanların ve emeklilerin maaşları ve özlük hakları, çocuk gelinler, kadın cinayetleri, seçim güvenliği gibi konulara enerjimizi yoğunlaştımak gereklidir.
Son söz olarak Mehmed Akif ERSOY’un dediği gibi:
“Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın.”
Saygılarmla.
Yılmaz ÖRMECİ
Ankara, 16 Mart 2018
……..
İstiklal Marşı’mızın ilk bestesi:
https://www.youtube.com/watch?v=ghkTVFyuVfo
İstiklal Marşı’mızın doğru okunuşu. Prozodi ve Doğru Nefese Dikkat:
(Öğretmen Sülin Uysaler)
https://www.youtube.com/watch?v=lQMlLIMHvDc
Kayıt Tarihi : 17.3.2018 19:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Büyük bir emek ve çabayla derlediğiniz ve son günlerde gündemi meşgul eden tartışmalara hatta kutuplaşmalara sebep olan, İstiklal Marşımızın yeniden bestelenmesi konusu hemen hemen toplumun birçok kesiminden olumsuz tepkiler almıştır...
Millet olarak benimsenmiş ve kabul görmüş hali ile kalması doğru olandır... Aksi düşüncenin toplumda infial yaratacağını ve kutuplaşmalar yaşanacağının habercisidir ki böylesi zahmetli ve zor günlerde bu gibi girişimlerden uzak durulmalıdır...
Büyük bir emek ve çalışmanın ürünü paylaşımınız için teşekkür ediyorum...
Huzur ve sağlık dolu bir gün dileklerimle...
Saygımla.
TÜM YORUMLAR (2)