987
MAHŞERE KALSIN BU AŞK 5
Bir mahşerimiz olsaydı bari
Kızılca kıyamet
Bir kıyametimiz ya da bu aşk ve bu sevda üstüne
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Ateş, rüzgar ve olmazsa olmazları hayatın?...Ve müthiş içsel duyguların dışavurumu...Bu güzel paylaşımı tebrik ederim sayın sağlam...Sevgiyle mutlu yaşayınız...
Bir mahşerimiz olsaydı bari
Kızılca kıyamet
Bir kıyametimiz ya da bu aşk ve bu sevda üstüne
Ha koptu ha kopacak
Ağlamak gariplik
Sen garip
Ben garip
Bu dünya garip
Mevla’m kerimdir
Belki bir gün bize de bir kızıl gül verir
Mahşerden
Kıyametten gerisi yalan
Bir tek seni sevdim
Hasrette
Ve gurbette
Mahşerde kıyamette kavuşmaktan gerisi gayrisi nedir ki
Çok güzel Özay bey,yüreğinize sağlık..Saygımla tp
'Vefasızlık yazılmasın asla onun üstüne'
diye ise, 'KALSIN MAHŞERE' KUTLARIM ÇALIŞMANIZI SAYGIYLA FATMA HATUN ESEN
Arap kızıysan
Ve de gâvurun
Ve de kavlin kavilse
Kavlim kavildir
Kavlimiz üzerine kopsun bu mahşeri kıyamet öyleyse
Sen onun ateşi
Ben de rüzgârı
Vefasızlık yazılmasın asla onun üstüne
Kopsun kopacaksa madem kıyameti mahşer bu aşk ve ille de bu sevda üstüne.
ve yine sevda üstüne güzel dizeler..Tebrikler...
Özay kardeşim haddim olmayarak bi şeyler karaladım.Saygı ve sevgiler yolluyorum.
Mevla’m kerim kerimdir elbet
Al kırmızı gülü eline
Vur kendini yollara
Vedalaş sakallı deliyle
Sandal barınağıyla ve de
Atla
Git ardından arap kızının
Ve de gavurun
O da sana sevdalı biliyorsun
Kavlin kavilse eğer
Sevdan sevdaysa ya da
Kalmasın sakın kalmasın Mahşere
Bak doya doya o gözlere........Pınar Atay
Etinde, kemiğinde zehir tutan, çiğneyip yutan dünyanın ve dünyalıların zilletinde, sevdaya, sevdalıya yer yoksa eğer; goncaların, bülbüllerin içinde, bir başka biçimde, mahşere kalsın sevdalar ve de mahşerde ayağa kalksın, sevdalılar...Ermişler yer açsın, yuva yapsın sevmişlere... Hani Müslüm Baba der ya: 'Böyle bir aşk görülmemiş dünyada... Arasalar bulamazlar rüyada......' Aşkı sevdayı şerde değil, mahşerde bulmak, gerçeğin de üstünde gerçeğe varmak umuduyla...Damarları devinime geçiren, enfesten de öte, harikadan da fazla harika bir şiirdi... En has tebrikler size! Bozuk değil, sağlam mayayla kabarıp devleşen yüreğe selam ve saygılar....
Kopsun kopacaksa madem kıyameti mahşer bu aşk ve ille de bu sevda üstüne.
bencede kopsun...tam puan+antolojim...saygıyla...*****ilknur*
Bir tek seni sevdim
Hasrette
Ve gurbette
hasrete yandık,
hasretle yanıldık,
belki bir sevda dedik,
yandık da yandı...
bu ne savda yokuşu ki hiç bitmez terler
her nefes alıştaki dökülür toprağa beden,
bir tırnak ucu ki damarda,
kan dökülmez ki bedenden,
Mustafa Yılmaz
yine yazmışsın dost..
ant+10
evet, sonsuzlukta vuslat daha efdal,, kutlarım dost
Karşına çıkmak ve gözlerine bakmak
Tek suçumdu
Ardın sıra gelmemse bütün vebalim günahım
Gittiğin nokta bir kıyamet
Beklediğim yer bir mahşer
Mahşere kalsın öyleyse bu aşk
Kıyamete yazılsın bu sevda
MAHŞERDE BİLE TÜTECEK SEVDANIN ATEŞİ... NE GÜZEL ASLINDA, BÖYLESİ SEVMEK. TEBRİKLERİM SONSUZ...
Bu şiir ile ilgili 45 tane yorum bulunmakta